Çİft terapisti için en zor anlardan biri, danışanlardan birinin “ “Hangimiz haklı?” ya da “Haklı değil miyim?” sorusunu sormasıdır.
Çİft terapisti için en zor anlardan biri, danışanlardan birinin “ “Hangimiz haklı?” ya da “Haklı değil miyim?” sorusunu sormasıdır.
Geçen hafta sonu kızkardeşimin düğününde bir süredir sohbet etmediğim arkadaşımla lafladık… Oradan buradan konuştuk.. Yaşı 35-36. Evlenmedi. Evlilik konusuyla ilgili ne düşündüğünü sorduğumda, “Ben istemiyorum evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı. Birlikte yaşamak benim için en iyisi” dedi.
Geçen hafta geldiğinde neyin kaygısını yaşadığını unutmuş görünüyordu.. Sevgilisinin eski kız arkadaşıyla yaptığı konuşmadan duyduğu korku sarmıştı her yanını. Elleri titriyordu. Yüzü solmuş, sesinde hüzün, çatlıyordu. “Korkuyorum, çok korkuyorum” dedi.
Bir önceki “ilişki nasıl kurtarılır” başlığı altında yazdığım yazıda, ilişkide “stratejik davranma” üzerinde durmuştum.
Eskiden “kader” ve “özgür irade” arasında bir sarkaç vardı, azalsa da halen var.. Eskiden kastım 19 yy. ikinci yarısına kadar olan süreyi kastediyorum. İnsanların bir kısmı insanın özgür olduğunu ve bu nedenle yapıp ettiklerinden dolayı “sorumlu” olduğunu düşünürdü, Diğer bir kısmı ise kaderin varolduğunu ve insanın hayatı üzerinde “bir başka gücün” egemen olduğunu dile getirirdi.
Sizce, Adem ve havva birbirine bağlanırken, “bağlanma korkusu” ya da “özgürlük” sorunu yaşamışlar mıdır?
Terapistler danışanlarının hayatlarıyla ilgili “karar verici” olmaktan kaçınır.
Bu iki kavram kadını yargılamak için ve sıklıkla da yanyana kullanılır. Üstelik oldukça yaygın bir şekilde. Ve yine üstelik sadece “erkeklerden kadınlara” yönelik değil, kadınlar da kendi hemcinsleri için bu tanımlamaları kullanıyorlar. Bunun bende şaşkınlık yarattığını belirtmeliyim. Sadece kadınlar ve erkekler kadınlar için değil, eş cinseller de birbirleri için bu tanımlamaları kullanabiliyorlar. Altında, Kendisinin erdemli […]
KISKANÇLIK VE MÜLKİYET Kıskançlıkla ilgili farklı algılar, yorumlar söz konusu.. Aşağıda akaratacağım düşünürlerin farklı yorumları, gündelik hayatımızın bir yansıması… Kıskanmayan insan, sevmiyor demektir. (Dante) Kıskançlık ve sevgi ikiz kardeştir. (Rus atasözü) Kıskanç daha çok sever, fakat kıskanç olmayan daha iyi sever. (Moliere) Kıskançlığımızı ancak sevgi ile yenebiliriz. (Goethe) Kıskanç olan aşık değildir. (Sant […]
KAYBINI KAYBETTİĞİN YERDE ARA Önceki hafta insanın kendini nasıl maniple ettiğini bir danışanımın gönderdiği mektup üzerinden somutlaştırmaya çalışacağımı belirtmiştim. Mektubu kendisinden izin alarak hiç değiştirmeden yayınlıyorum. Danışanım 30 yaşında kadın bir hekim. İstanbulda, ailesiyle yaşıyor. Sosyal olarak çekinik, ekonomik olarak herhangi bir zorluk yaşamayan bir ailenin üç çocuğunun sonuncusu.. *** “Hayatımda hiç bu […]