Ne özgürlük ne de bağlanma erkeğin içindeki huzursuzluğunu dindirir, arayışını sona erdirir…
Özgürken bağlanmanın, bağlıyken özgürlüğün yokluğundan huzursuz olur…
Erkeğin sorunu ne özgürlüktür ne de bağlanmaktır…
Mustafa Topkara'nın kaleminden...
Ne özgürlük ne de bağlanma erkeğin içindeki huzursuzluğunu dindirir, arayışını sona erdirir…
Özgürken bağlanmanın, bağlıyken özgürlüğün yokluğundan huzursuz olur…
Erkeğin sorunu ne özgürlüktür ne de bağlanmaktır…
43 yaşında bir kimya profesörü olan Tolga Tuğ, evliliği devam ederken sevgilisinin evine yerleşerek evinden ayrıldı. Eşi, boşanma davası açana kadar hiçbir üzüntü hissetmediği gibi, aksine evliliğinde görmediği sevgiyi, ilgiyi ve coşkuyu görmenin mutluluğunu yaşıyordu.
İlişkilerin Psikolojisi
Ne bekliyoruz bir ilişkiden? Bizi mutlu etmesini mi? Karşımızdakinin hayatımıza girip her şeyi anlamlı kılmasını, keyifsiz giden her şeyi heyecanlı hale getirmesini, derinliğini hissedemediğimiz hayatı bize hissettirmesini mi?
Kendi hayatını mutlu etmekte zorlanan bizler, başka birinin hayatını nasıl mutlu edebiliriz?
ABD’ de boşanma oranları %50’yi geçmiş durumda, Avrupa’da %50 sınırlarında, Türkiye’de ise %30’ları geçti ve hızla tırmanıyor
Neden?
Kadın erkek ilişkilerinden beklentilerimiz değişti.
Bir aile, bir eş, bir çocuğumuzun olması yetmiyor artık mutlu olmak için.
Anlaşılmak, kendimizi değerli hissetmek, güvende hissetmek istiyoruz.
Büyücüye gitti hayatı değişti
Elif aramızdan herhangi biri. O’nunla olan ilişkisi, farklı bir dünyaya kapı açtı. Hayalle gerçek arasında gidip gelen bir yaşamın kendisine getirdiği bütün olumsuz yanları, O’nunla yaşadı. Deli damgası yeyip günlerce akıl hastanesinde yattığı günler, hayatının en kabuslu dönemleri oldu. Ya, toplumsal paranoyanın zirvesine oturan cincilerle yaşadıkları!
Erkek, zayıf görünüp istenmemekten korkar… Erkek, kadını kendine bağlasın diye hissetmediği halde çok sevmiş gibi görünür, kendini de kadını da buna inandırmaya çalışır… Evdeki eşe ilgi, sevgi göstermeyen, onunla ilgilenmeyi yük gören erkeğin, dışarıdaki kadına romantik olması nedendir? Kıskanmaktan korkan erkek yasaklar, kurallar koyarak kadını ilişkide silikleştirir ancak kadının bu halini zayıf bulur, bundan şikayet eder…
Bir kadın, ilişkiden ne bekler? Neden hayal kırıklığı yaşar? Bir kadının, ilişkiden ne beklediğini anlamak, sadece erkek için değil, kadının kendisi için de çetrefil bir durumdur. Durumu bu denli karmaşık hale getiren ise kadının “güven” ile ilgili algısıdır. Kadının, ilişkideki en temel beklentisi güven iken, ne tuhaftır ki en temel açmazı da yine güven konusudur.
Kadın duyguları yaşamaz, kullanır… Kadın anlaşılmak ister… Kadın acımasızca eleştirir… Kadın bağırıp çağırır.. Kadın alışveriş tutkunudur… Kadın duygularını bastırır… Kadın bekler… Kadın bencil bir çocuktur… Kadın hissettiği gibi davranmaz…Kadın yargılar… Kadın her zaman şikayet eder… Kadınlar kıskanmayı bilmez… Kadın suçlar… Kadın yoğun ilgi bekler…
Peki, neden?
Psikoterapist ya da psikolojik yardım alan biri olsak da, dindar birey olarak modern hayatta yer almak bizi pek çok soru ve sorunla karşı karşıya bırakıyor.
Psikolojinin önerilerini “Din buna cevaz vermez!” deyip kenara bırakmak mümkün, fakat inanan insanların ruhsal problemlerini kestirip atmak mümkün değil.
Cinsellik; kadında, güvenmediği sürece bastıracağı bir davranışken, erkekte öz güveni tamamlama aracıdır. İlişkilerimizde aynı yatağı, aynı evi paylaşsak da, bedenlerimiz birbirine değse de ruhlarımız ilişmiyor.
Hayatımızın, duygularımızın odak noktası karşı cinsle olan ilişkilerimizdir.