ZENGİNLERİN MUTSUZ HAYATI
Son yıllarda giderek artan bir trend,
dizilerde işlenen zengin insanların hayatı…
Bu dizilerin senaryolarının büyük kısmında ise Gülseren Budayıcıoğlu’nun danışmanlığı var.
Kendisi Psikiyatr, neden böyle bir eğilime sahip?
Bunu onun ruh dünyasına bırakalım.
Bu diziler yaşamın, duyguların kıymetli, değerli olması için insanın zengin olması gerektiğini söylüyor.
Ünlülerin hayatına yakından ilgi duyan danışanım
‘neden onların ilgi duyduğunu’ sorduğumda,
onların kendini nasıl hissettiğini merak ettiğini söylemişti.
Acaba,
bir caddede gezerken herkes onu görüp fark ettiğinde kendini nasıl hissediyordur?
Yeşilçam filmlerinde zenginlerin hayatı yansıtılsa da özendirilen şey zenginlik değil erdemli davranışlar ve insan duygusu olurdu.
Zengin kadın fakir gence, zengin adam yoksul kadına aşık olurdu.
Yüceltilen şey zenginlik değil aşk olurdu.
Ancak şimdiki diziler bize;
Aşkın, sevginin, öfkenin, insana dair tüm duyguların değerli olabilmesi için önce zengin olmamız gerektiğini söylüyor.
Bu yansıtmanın psikolojik zemini nedir?
Zenginlerin ve ünlülerin koforlu hayatı mı yoksa onların hayatına hissedilen gıptaya sahip olmak mı?
Arzulanan şey ihtiyaç/konfor mu yoksa konforun arzulanması mı?
Aşkın zemini “arzunun arzulanması”dır.
Bence,
zenginlerin hayatına imrenme halinin nedeni,
konfora sahip olma arzusu değil buna sahip olunduğunda başkaları tarafından arzulanacağını düşleme halidir.
Zengin ya da ünlü olunduğu düşünde zihinde beliren, sadece o yaşantıya ait araçlara sahip olmak değildir.
Hayali kurulan nesneye başkalarının o nesneye bakışı da eklenir.
Örneğin:
Lüks bir arabaya sahip olmak düşlenirken,
arka fontta başkalarının o araba içinde görmesi düşü de eklenir.
Sen görmeyeceksen,
Görmen yetmez gıpta etmeyeceksen,
Yerimde olmak ya da orada olduğum için bana sahip olmak istemeyeceksen,
lüks araçlara sahip olmanın ne önemi var!?
Arzuyu arzulamak!..
İnsanın kendi hayatını yaşamasının önündeki en büyük engel;
ötekinin arzusu’dur.
Bu arzuya esir olunduğunda hangi araçlara sahip olunursa olunsun,
ne kadar ünlü olunursa olunsun;
mutlu olmak için ihtiyaç duyulan “başkasının arzusu”
mutsuzluğun yegane nedeni olur.