Yeni dönem ilişkilerinde ahlak ikamesi; AÇIKLIK & ŞEFFAFLIK
İnternetin sosyal hayatın ANA parçası haline geldiğinden beridir flörtlerin zemini tümden değişti.
Değişen zemin, ilişkilerdeki güven duygusunun zeminini de değişmeye zorluyor.
Herkesin elinde bir telefon.
Bir ilişkiye ulaşmak, eldeki telefona parmakla dokunmak kadar yakın.
Eskiden çaba isteyen süreçlerdi biriyle tanışmak.
İlişkiye ulaşmak zordu..
Birilerinin sizi tanıştırması gerekirdi, aracı gerekirdi.
Bu yüzden görücü usulü evlilik diye bir şey vardı.
İnternet her şeyi değiştirdi.
Artık, ilişkiye ulaşmak kolay kelimesi yazmaktan daha kolay!
Değişen sadece ilişkilere ulaşımdaki kolaylık değil.
İlişkilerdeki kişilerin kendilerini güvende hissetme zemini de değişmek zorunda kaldı ancak değişemiyor.
Eski ilişki biçimlerinde ilişkide güvensizlik yaratan;
sır, yalan, aldatma davranışlarına karşı “korunma”, toplumsal normlar üzerinden, ahlak üzerinden karşılanırdı.
Kişilerin ahlaklı olması, bu davranışları yanlış bulması, toplumsal normlarla ilgili üstünde baskı hissetmesi, bu baskıyı kabul etmesi büyük oranda sorunu çözüyordu.
Kişiler birlikte oldukları kişilerin ahlak anlayışına güvenerek “kendilerini güvende hissediyorlardı”.
Ayrıca, bir başka ilişkiye ulaşmadaki zorluk, kişilerin ahlaklı davranmasını mümkün kılıyordu.
Lakin şimdi böyle değil.
Eskiden yirmi ilişkide birse aldatma, yalan, gizleme davranışları, bugün neredeyse “yirmide yirmi”!
Herkes ilişkilerinde karşısındakinden bir şeyler gizliyor.
Kimi yanındakinin daha iyisini, daha güzelini, daha yakışıklısını, daha zenginini arıyor,
Kimi kendini başkalarıyla kıyaslıyor,
Kimi flört arayışında,
Kimi eski flörtlerini takip ediyor,
Kimi birilerine ilgi duyuyor, beğen butonuna basıp bunu gösteriyor,
Kimi yazışıyor, flört ediyor,
Kimi yazışmaları gündelik yaşama dönüştürüyor.
İlişkiler o kadar çok şekil değiştirmiş durumdaki;
İnsanlar internette tanışıyor, ilişki yaşıyor, seks yapıyor, sorun yaşıyor, tartışıyor, sorun çözüyor, sorunlarını çözemedikleri zaman yine internette ayrılıyorlar.
Hiç yüz yüze gelmeden yaşanıp biten, bir yığın ilişki var.
“Böyle ilişki yaşamak ne kadar gerçekçi” tartışması anlamlı gibi dursa da, ortada olan bu ve bu yaşam biçimi inanılmaz bir hızla artıyor.
Terapiler için de böyle, artık yüz yüze görüşmelerin papucu dama atılmış durumda.
Ben yaklaşık yedi sekiz yıldır online terapi yapıyorum.
İnsanlar başlangıçta bunu yadırgardı, yetersiz bulurdu, yüz yüze seans kadar etkili olmadığını, yapayolduğunu düşünürlerdi.
Pandemiden sonra “online görüşmeler” o kadar arttık ki artık normal algılanıyor.
Sakarya’da yaşayan danışanlarımın bazıları bile online terapiye geçti, virüsle ilgili kaygı duymamalarına rağmen.
Benim açımdan gerçek şu ki online görüşmeyle yüz yüze görüşme arasında bir fark yok.
İletişim söz konusu olduğunda önemli olan, mekan değil algıdır.
İlişkilerde de böyle.
İnternet ortamında meydana gelmiş ilişkilerin gerçek ilişkilerden bir farkı olmasa da,
internet ortamında meydana gelmiş gizleme, yalan ya da aldatma davranışlarına yüz yüze ilişkilerdeki kadar dışlayıcı tepki gösterilmiyor.
İnternette yaşanan aldatmalara tam bir aldatma tepkisi gösterilmiyor, ancak aldatılmışlığın kuşkusu ve güvensizliği en az yüz yüze ilişkilerdeki kadar sert oluyor.
Bu çelişki zaten karmaşık olan ilişkileri daha da karmaşık hale getirdi.
İnternette eski flörtlere bakma, birilerini beğenme, birilerinin beğenmesi isteme, gizlemeler, görüşmeler…
Bunlar güvensizlik yaratıyor.
Ancak online olduğu için gerçek değilmiş gibi algılanmak “istenmesi”,
Ayrıca,
Bu davranışları bu olumsuz davranışlara muhatap olanların da yapıyor olması davranışların tolere edilmesine neden oluyor.
Sonuç:
Doğal olarak ahlak internet ilişkilerinde yok, bununla ilgili beklenti de kırılmış durumda.
İnternet ortamında ahlak alanını ilgilendiren günah ve kötü davranışları sergileyebilecek imkanlara ulaşmak o kadar kolay ve o kadar yakın ki ahlak üzerinden ilişkilerde “güven alanı yaratmak” bence artık mümkün değil.
Kaldı ki hemen herkesin yaptığı bir davranışı nasıl ahlak alanına dahil edeceksiniz?
Örneğin eski flörtünü internette aratmak, onun profiline bakmak kötüdür, yanlıştır, ahlak dışıdır deseniz;
ahlak içinde kimse kalmaz!
İnterneti aktif kullanan insanların içinde kaçı eski flörtlerine bakmamıştır?
Birinin fotoğrafını beğenmemiştir?
Biriyle flört etmese de flörtöz bir konuşma yapmamıştır?
Bu nedenle genele yayılan bu ve benzeri davranışlar, ahlaksızlık/kötü olarak tanımlanamaz.
Çünkü ahlak bir yönüyle toplumun çoğunluğunun yargıladığı azınlıktır.
Bu nedenle yeni dönem ilişkilerde “güven ortamının” yaratımını kişilerin ahlak anlayışlarıyla “sağlanamaz”.
Bu konuda “toplumsal bir norm oluşturmak” da pek mümkün görünmüyor.
Bu nedenle kişilerden “ahlak beklentisi” yerine “açık” olmalarını beklemek, ilke olarak “açıklığı” benimsemek daha güven yaratıcı ve sorun çözücüdür.
Açıklık dediğim şey, bir ahlak davranışı olarak “dürüstlük” değil.
Peki, açıklık nedir?
Bunu bir ilke olarak belirlemek, bunu ilişkilere dahil etmek demek ne demek?