Yasak İlişki
YASAK İLİŞKİ
Uzun zamandır bir filmden bu kadar keyif aldığımı hatırlamıyorum…
Son yirmi dakikasını ağlayarak izlemem; hissettiğim acıdan değil, bu öykünün bir parçası olmayı arzulamamdandı…
Filmin adı:
“Yasak İlişki”
Başrollerini;
Meryln Streep ve Clint Estwood oynuyor.
Yönetmeni;
Clint Estwood…
Bir kasabada geçiyor hikaye.
40’lı yaşlarda çiftlikte eşi ve çocuklarıyla yaşayan bir kadınla, fotoğrafçılık yapan, eşinden yıllarca önce boşanmış ve hiçbir ilişkiye bağlanmamış, hayatını oradan oraya savrularak yaşayan bir gezgin adam arasında yaşanan aşkı anlatıyor film.
Dört gün süren bir ilişkinin öyküsü bu.
Eşini aldatan bir kadın,
Evli bir kadına aşık olan bağsız bir adam,
Eşi tarafından aldatılan ama bunu hiçbir zaman öğrenemeyen bir erkek,
Annelerinin ölümünden sonra okudukları vasiyet günlükle annelerine öfke mi yoksa hayranlık mı duyacaklarına karar verememiş bir kız, bir erkek çocuk…
Öykünün kahramanları bunlar…
Dört gün süren ve sonrasında biten ilişkinin hayatın sonraki kesitine yaptığı derin izleri anlatıyor film.
“Böyle bir şey insanın başına hayatta ancak bir kez gelir.”
Diyerek özetliyor, Clint Estwood oynadığı karakterde…
Bu öyküde olmak istedim.
Bu arzuydu beni ağlatan.
Neden?
Neden bu öyküde olmak istedim?
Özdeşim kurduğum bir karakter mi oldu?
Aşık olan evli kadını mı yakın hissettim kendime?
Hayatı boyunca yüreğinden çıkaramayacağı bir aşkı ailesinin zarar görmemesi için içine bastırabilen güçlü bir yüreğe sahip olmasıyla özdeşim mi kurdum?
Yoksa, böyle bir kalbin muhatabı olan, hayatının sonraki kısmını bu kadına aşık olarak geçiren ve böyle ölen bir adamın gördüğü değere, yaşamına mı imrendim?
Ya da yoksa, bu güçlü yüreğe sahip kadın tarafından aşık olunmasa da ondan saygı gören, hayatını onunla birlikte yaşayan kadının evli olduğu adamın yerinde mi olmak istedim, hiç değilse? (Bu duyguları hisseden biri tarafından aldatılırsam kendimi aldatılmış hissetmeyeceğimi, aksine böyle birinin hayatında olduğum için kendimi değerli hissedeceğimi farkettim filmi izlerken)
Yoksa, ömrünce içinde aşkını taşıdığı adamdan çocuklarının, eşinin, ailesinin itibarı için vazgeçen bu kadının çocuğu olmayı mı istedim?
Hepsinden parçalar var içimde…
Ama en çok;
Ben bu ilişkideki tutkuyu, arzuyu istedim.
Bu kadar çok istenmeyi ve bu kadar çok istemeyi istedim…
O bağlılığı istedim…
Kendimi sevdiğim kadına bırakacak kadar güçlü bir yüreğe sahip olmayı,
Kendini bana bırakacak kadar güçlü bir kalp tarafından sevilmeyi istedim…
Ben o “bağı” istedim…