YANLIŞ İLİŞKİ SEÇİMİ
İnsan ilişkileri üzerine yazılan kitaplar ve makaleler,
ilişkide nasıl davranılması gerektiğini anlamak ya da karşıdakinin nedeni anlaşılamayan davranışlarının ne anlama geldiğini öğrenmek için okunur.
Somut çözüm aranır.
Yazdıklarım bir “analiz” olarak değil de bir eleştiri gibi algılandığında,
benden de “tavsiye” beklentisi oluşuyor.
Aşağıda işleyeceğim konuyla ilgili de böyle bir tablo ortaya çıkacak.
Oysa bu bir eleştiri yazısı değil…
Beklentim, neyi neden nasıl yaptğınızı anlamanıza katkıda bulunmak,
bu kadar!..
***
Seçtiğiniz ilişki, bilinçsiz gibi görünse de bilinçaltınızın “tercihidir”.
Duygular karmaşık bir zihinsel /psikolojik süreçle oluşur ve kişinin seçimini belirler.
Sizin
“aşık oldum” “çok etkilendim” “çok hoşlandım” “çok farklı hissettim” gibi kelimelerle anlatmaya çalıştığınız duygularınız,
gerçekte bilinçaltınızın “işlediği”, nedeni olan duygulardır.
Kişilerin “bağlanamayacağı” (bağlanma zorluğu yaşayacağı) ilişkilere yönelmesi de benzer bir süreçtir.
Kişi böyle bir ilişkiye yöneldiğinde başlangıçta,
o ilişkinin devamının olmayacağını, sadece kendini iyi hissettiği için yaşadığını düşünür.
Bu niyetle başlar…
***
Karşınızdaki kişi;
* Evliyse,
* Boşanma sürecindeyse,
* Sevgilisi varsa,
* Ayrıldığı ilişkisinin acısını halen yaşıyorsa,
* Bekar/dul, çocuklu/çocuksuz eşitsizliğinin ilişkilerde büyük zorluk yaratacağını düşünüyorsanız ve seçiminizde böyle bir eşitsizlik varsa,
* Etnik ya da dini köken farklılığı söz konusuysa (kişi bu farklılığı ilişki için bir engel olarak görüyorsa),
* Başka birine aşıksa,
* Uzak bir şehir ya da ülkedeyse,
* Aranızda büyük bir yaş aralığı söz konusuysa (özellikle kadınların erkeklerden büyük olması),
* Eğitim, sosyal statü, ekonomik durum olarak sizin çok gerinizdeyse ve siz bunu olası bir ilişki için engel teşkil edeceğiniz düşünüyorsanız,
* Görüntü olarak onu kendiniz için yetersiz buluyorsanız,
* Farklı yaşam biçimleriniz söz konusuysa,
İçinde bulunduğunuz “ilişki durumu” ne olursa olsun, bağlanmayacağınızı düşündüğünüz bir seçeneğe yönelmişsiniz demektir.
Bu kriterlere (sorunlu seçim olduğu düşünülen kriter) sahip birinin tercih edilmesinin yanında,
kişinin kendisi bu kriterlere (sorunlu seçim olduğu düşünülen kriter) sahipse ve bir ilişkiye yönelmişse, benzer bir durum bu kişi için de söz konusudur.. bu kişi de “bağlanamayacağı” bir seçeneğe yönelmiştir.
Bu tür seçimlerde “seçen” de “seçilen” de bağlanamayacağı (bağlanma zorluğu yaşayacağı) bir seçim yapmış, tercihte bulunmuştur.
Yukarıda saydığım sorunlu seçim kriterleri elbette bu kadar değil, aklıma gelenleri yazdım.
Kriterin oluşumundaki temel belirleyici, kriterin kişi tarafından ilişkiyi engelleyici bir faktör olarak algılanmasıdır.
Bu algılama “ben böyle düşünmüyorum, ailem, çevrem böyle düşünüyor” olsa da değişmez.. çevre yargısının üstümüzde belirgin bir etkisi vardır.
Kişi için böyle bir etki söz konusu değilse zaten sorun da yoktur.
***
Bu ilişkiler “devam” ettiğinde, “bağlılık” kaçınılmazdır.
Ilişkiye dönüşür ve bir süre sonra sizi karmaşaya sürükler.
Bir yandan onu kaybetmek istemez, diğer yandan “yanlış” bir ilişkinin içinde olduğunuzu ve ayrılmanız gerektiğini düşünürsünüz.
İlişkinin ne içine girebilidiğinizi ne de dışına çıkabildiğinizi düşünürsünüz,
Oysa, zaten ilişkinin içindesinizdir.
Bunu diğer ilişkilerden farklı yapan, bu ilişkinin “yaşanma” biçimidir.
***
“İlişki bir oyun değildir” cümlesini bu yüzden kurarım.
Yani o, bir gecelik, bir anlık yaşanacak bir “süreç” değildir.
Bu niyetle girseniz de süreci bu düşünceyle yaşasanız da;
ilişkiyi devam ettirirseniz “bağ” geliştirirsiniz.
Zaman ve paylaşılanlar “bağı” derinleştirir.
“Bir şey hissetmiyorum”,
“istediğim zaman ayrılabilirim” diye düşüncelerinin bir nedeni olası bir bağlanma kaygısını dindirmek,
diğer nedense ilişkinin kriz yaşamamış olması, karşı tarafın bağı nedeniyle onu kaybetmeye dair endişe duymuyor olmanızdır.
***
Yukarıdaki seçimlerden birini yapmışsanız yani “bağlanamayacağınız” biriyle ilişki yaşıyorsanız (bunu “ilişki” olarak tanımlamasanız da),
bu sizin yanlış bir ilişkide olduğunuz, ayrılmanız gerektiği anlamına gelmez.
Yorumlarım,
“Yanlış bir ilişki içindesiniz, yanlış bir seçim yapmışsınız, bu ilişkiyi bitirmelisiniz, sonu, geleceği yoktur” anlamında bir öneri taşımaz.
Bu tespitler sizin bu ilişkde yaşadığınız sorunun “ne” olduğunu göstermek içindir.
Çünkü bu yukarıdaki özelliklere sahip biriyseniz ya da bu kriterlere sahip biriyle ilişki yaşıyorsanız;
size göre sorun, o kişinin ya da ilişkinin “yanlış” kişi ya da ilişki olmasından kaynaklanmaktdadır.
Oysa,
sizi bu ilişkinin içine iten sebep herneyse,
şikayet ettiğiniz durum değişse de zorlanma durumunuz değişmeyecektir, sadece “şikayetin nesnesi” değişecektir.
Misal;
Evli olan biriyle ilişki yaşıyorsanız, sorununuzun onun evli olması olduğunu düşünür, boşandığında ve sizinle evlendiğinde sorununuzun biteceğini düşünürsünüz.
Oysa bu düşünce bir yanılgıdır.
Çünkü, bu ilişkiye hissettiğiniz arzu, bağlılık, karşınızdakinin evli olmasıyla açığa çıkmaktadır.
O kişi sizin bağlanacağınız birisi olmadığı için bu duyguları hissediyorsunuzdur.
Bu nedenle,
Şikayet ettiğiniz durum ortadan kalktığında yani karşınızdaki boşandığında, sorununuz bitmez, “yer değiştirir”.
Karşı taraf boşanıp size yöneldiğinde duygularınız değişir;
güvensizlik, onun bağlanması karşısında özgürlüğünüzü kaybettiğiniz endişesi, kaybolan arzu sorunları ortaya çıkar.
Çünkü en derininizde siz, “bağlanmaktan korkan/kaçınan” birisisinizdir.
Sonuç olarak;
Sorununuzu karşınızdakinin evli olması olarak tanımlamanızla bağlanma korkunuz olarak tanımlamanız farklı sonuçlar yaratır.
İlişkiye bakışınızı da çözüm arayışınızı değiştirir.