TARTIŞMAYI UZATMAK
Karısı için bir şiir yazdı ozan:
“ışığımsın benim, yıldızım, şafağımsın,
Yanımdaysan, herşey güzel, doyumsuz,
Yok musun, herşey acı, tatsız!”
Tam bu sırada karısı –yıldızı ve ışığı-
Gülümseyerek gelip kapıda durdu
“Yine mi sen?” diye bağırdı ozan,
“Çalışıyorum, Tanrı aşkına git başımdan”
Mısralarının yazarı,
Dağıstanlı yazar, şair Resul Hamzatov der ki
“Kavga bitti mi yumruk sallanmaz.”
Lakin,
pek çoğumuz kavga bittikten sonra yumruk sallamaya devam eder.
Kavgadan sonra yumruk sallamaya devam etmek;
“tartışmayı uzatmak” demektir.
Bu;
bazen “söylenme”, laf sokma,
bazen de “surat asma”, tepkisellik şeklinde kendini gösterir.
Buna “pasif” ve “aktif” tepkisellik de denebilir.
Sadece kadın erkek ilişkilerinin (romantic bağlanımların) değil,
tüm ilişkilerin en yıpratıcı durumlarından biridir, “tartışmanın uzatılması”.
O kadar ki eğer taraflardan biri bu şekilde hareket ediyor, diğer taraf uzatmayan bir kişilik yapısına sahipse,
ilişkinin sıklıkla uzatmayan tarafından bitirildiğine şahit oluruz.
Bu süreç,
eninde sonunda çatışmayı tolere eden, aradaki gerilimi boşaltan tarafın yorulmasına ve ilişkiden geri çekilmesine neden olur.
***
Peki, neden uzatırız tartışmayı?
Ya da neden tartışma tartışma yapıldıktan sonra devam eder?
Bunun sebebi, söylenmesi gereken sözün “bitmemiş” olması, söylenmesi gereken duyguların tam olarakhissedildiği gibi hissedildiği yoğunlukta ifade “edilmemiş” olmasıdır.
Gerilimin düşürülmesinin nedenini pasif ya da aktif tepkisellikle yansıtılan “bencilliğe” bağlamak, gerçeği yansıtmaz.
Gerilim yaratan tarafın rahatsızlığı giderildikten sonra gerilim sona ermesi bile bunu değiştirmez.
Gerçekte dayatma kabul edildiği için gerilim sona erdirilmez, duygunun anlaşıldığı izlenimi nedeniyle sona erdirilir.
Yani kişi duygusunu ifade etmese de ya da yeteri kadar edemese de karşı tarafın rahatsızlığı gidermesinin anlaşıldığı hissini yaratması, gerilimi düşürür.
Yani burada özne, dayatmanın kabulü değil duygunun “anlaşılmasıdır”.
Bu noktada tartışmayı bitiren, kişilerin bir olayla ilgili duygu ve düşüncelerini düşündükleri ve hissettikleri gibi açıkça iafade etmeleleridir.
Tartışmanın kişilerin beklentisi yönünde sona ermemesi,
tartışmanın bitişini “engellemez”.
Yukarıda da belirttiğim gibi tek başına kişinin kendini ifade etmesi bile tartışmayı sona erdirir.
Elbette tartışmanın sona ermesi sorunun çözüldüğü,
sorunun bittiği anlamına gelmez.
İlişkilerin tartışma konuları çoğu zaman tamamen bitirilemez;
“kişiler onunla yaşamayı öğrenirler”.
Sorunlarla yaşamayı öğrenen çiftler diğer çiftlere göre daha “seyrek” tartışır, daha az yıpratıcı durumlarla karşılaşırlar.
Bu durum bağlılığı derinleştiren bir rol oynar.
***
lakin çoğu zaman çiftler kendilerini ifade ederken kendilerini korumaya çalıştıkları için,
tartışma bir rekabet alanına,
yanlış iafde etme ve yanlış anlama meydanına dönüşür.
Bu durum iki tarafın kişilik yapısının uzantısı olduğu için, her tartışma aynı süreçle yaşanır ve benzer bir şekilde sonuçlanır.
“Bir tartışma sırasında kızdığımız anda, gerçek için uğraşmayı bırakır, kendimiz için uğraşmaya başlarız” (Goethe) deyişinin belirttiği gibi
tartışmayı tartışma olmaktan çıkartan, öfke’dir;
Öfkenin kontrol edilememesi, öfkenin kişiyi manüple etmesidir.
“Tartışmasını bilmeyenler kavga ederler” diyen Chesterton’un işaret ettiği gibi, tartışmak “rekabet” etmek değildir.
Tartışma,
karşı tarafın düşüncesinden vazgeçmesini sağlamaya çalışmak da değildir.
Haklı olmaya, karşıdan ya da başkalarından onay almaya çalışmak da değildir.
Haksız olmamak için mücadele etmek de değildir.
Tartışma;
Duygu ve düşüncelerini açıkça ifade etmek, karşı tarafın duygu ve düşüncelerini ifade etmesine “imkan” tanımaktır.
Dinlemek, aynı fikre, aynı duyguya sahip olmak, kendi duygu ve düşüncelerinden vazgeçmek değildir.
***
“Tamam uzatma” demek, tartışmayı tartışmada bırakmak değildir.
Çünkü “tamam uzatma” sözü bir tepkidir ve hedefi
tartışmayı bitirmek değil, tartışmanın kapatılması, taraflardan birinin diğerini bastırmasıdır.
***
“Söylüyorsun, söylüyorsun sonra hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun” sitemini önemsemem ben.
Hiçbir şey olmamış gibi davranmak,
Ilişkileri rahatlatan, nefes aldıran, sürdürülebilir kılan bir davranış biçmidir
Taraflardan en azından birinin bu tavrı göstermemesi,
her tartışmanın ilişkiyi felç etmesine neden olur.
Bu nedenle etekteki taşlar dökülüp söz bittikten sonra
iletişimi hiçbir şey olmamış gibi sürdürmek,
herkes tarafından öğrenilmesi gereken bir beceridir.