SORUN DA ÇÖZÜM DE BUGÜN, BURADA VE ŞİMDİDE
Kuşkusuz insanoğlunun en derin ve iflah olmaz hastalığı, yüreğinde hissettiği ve neden/nasıl oluştuğunu bilmediği “zorlanma” hissini dışarıda bir yerde çözebileceğini düşünmesidir.
Hatta bu durum, düşünceden çok öte, Jung’ın kollektif bilinçaltı teorisinde söylediği gibi toplumsal genetik bir inançtır hepimiz için.
Taklit yoluyla mı bulaşıyor yoksa öğretiliyor mu?
Bilinen ve görünen o ki bu duygudan kurtulmanın dışsal bir umuduna bütün bir hayatı terkediyoruz.
Evet evet tam da o düşündüğünüz şeyi söylüyorum..
Aşık olduğunuz kişiyle evlendiğinizde yada kötü giden bir evlilik içinden çıkabildiğinizde geçeceğini düşündüğünüz o iç bunaltınızdan bahsediyorum.
Emekli olduğunuzda ya da bir iş bulduğunuzda geçeceğini düşündüğünüz o huzursuzluğunuzdan,
Bir çocuğunuz olduğunda ya da çocuklarınız büyüdüğünde geçeceğini düşündüğünüz o sıkıntılı ruh halinden,
Bir ev ya da bir araba satın aldığınızda kurtulacağınızı düşündüğünüz o sıkıntı veren duygunuzdan bahsediyorum…
Kişiye özel bu listede olaylar ve nesneler değişse de özne ve öznenin hissettikleri değişmez.
Değişmeyen başka şeylerde var.. umut edilen hedef gerçekleşse de bu duygunun sona ermemesi.. hedefe ulaşıldığı halde o içsel huzursuzluğun neden bitmediğinin sorgulanmaması.. ve hemen ardından o huzursuzluğun biteceği düşünülen yeni bir hedefin belirlenmesi.
Değişmeyen şey, bunların köpeğin kuyruğunu kovalaması gibi tekrar be tekrar yaşanmasıdır…
***
İnsanoğlunun umut projelerinden biri de ilişkilerdeki sorunları çözme arayışıdır.
Kişi umut projesini dışsal bir nesneye değil de ilişkilere yatırdığında, dikkati, emeği buraya odaklanır.
Bağlanma sorunlarının çözüm arayışı bu nedenle ortaya çıkar.
İlşki/Bağlanma sorunlarının çözümüne odaklanmış kişiler, bu sorunları çözdüklerinde zorlandıkları o kötü duygudan da kurtulacaklarını düşünürler.
Peki,
Bu mümkün müdür?
Gerçekçi midir?
İlişki/bağlanma sorunları üzerine çalışmak anlamsız mıdır, sorunlar her zaman var olacaksa?
Elbett değil.
Sorunları anlamak sadece bilmek değildir psikoterapi kültüründe.. bildiğiniz şey aynı zamanda sizi değiştirir.
Bağlanma sorunlarıyla ilgili farkedilen her duygu, davranış, kişinin tutumlarını davranışlarını, bakış açısını da değiştirir.
Değişen şeyler hayatın genel akışını değiştirir.
Zorlanma devam etse de zorlanmanın artması engellenir, sıklığının ve şiddetinin aynı yoğunlukta devam etmesine neden olan kısır döngüler kırılır.
Tekrar edilmeyen döngüler zorlanmanın yavaşlamasına katkıda bulunur.
***
Ancak, “daha fazlası, daha hızlısı yapılabilir” der Irvin Yalom.
Değişimi dışarıda bir yerde değil de “burada ve şimdi”de sağlamak hayatı daha hızlı değiştirir diyen Yalom, derinlikli bakıldığında terapi süreçlerine, ilişki/bağlanma sorunlarının çözümüne çok daha derinlikli ve güçlü bir zemin kazandırır.
***
Sorunun çözümünü geçmişte ya da bir başkasında aramak, anlamak; bilişi derinleştirse de değişimin gücü yetersiz, değişim süreci yavaştır.
Hergün eve geldiğinde aldattığı eşine yalan söyleyen eş’in, kendini değersiz hissettiren diğer ilişkisiyle ilgili sorunları anlamaya, çözmeye çalışması böylesi bir tutumdur örneğin.
***
Hepimiz için soru ve sorun burada:
Burada ve şimdi’de olmak ne demektir?
insan kendini burada ve şimdi de nasıl anlar, görür ve değiştirir?
An’ı yaşamak ne demektir?
An’ı yaşamanın şu an yaşadığımız hayattan farkı nedir?