ÖZÜR DİLEMEK Neden Bu Kadar ZOR?
Sapanca’daki evde su sıkıntısı baş gösterdi.
Kaynak suyu kullanıyoruz.
Yaz aylarında kullanım artınca, depo yeterli olmuyor.
Bu yaz sorun büyüdü, köy su deposunun daha uzağındaki bir kaynaktan su çekmeye karar verdim.
Normalde bu tür işlerin başında olur ve koordine ederim.
Bu kez öyle yapmadım.
Ben yokken işler sarpa sardı.
Gerginim!
Annem aradı.
“Yanlış yapmışsın, işin başında olman lazımdı” dedi.
Kan beynime sıçradı!
“Anne zaten canım sıkkın, bir de seninle uğraşamayacağım” dedim, yüzüne kapattım.
Kendi kendime söylendim o gün, bir yandan da sorunu çözmeye çalıştım.
Sorun devam ederken annemle ilgili huzursuzluğun üstünde durmamış, öyle bir sorun yokmuş gibi davranmıştım.
Sorun çözüldükten sonra huzursuzluğum belirgin hale geldi.
Annemle konuşmak istedim, huzursuzluğum var.. iletişim kurmak istiyorum, ama özür dilemek istemiyorum!..
Haksız olmadığımı düşünüyorum çünkü.
Sonrasında kendi kendime homurdanırken fark ettim ki “kendimi suçlu hissediyorum”.
Lakin bunu söylemekten kaçınıyorum!
Neden bundan kaçındığım üzerine düşündüm.
Özür dilemekte zorlanan, bundan kaçınan biri miyim?
Hayır…
Özür dilemekte zorlanmam değildi sorun, bunu belli kişilerle ve belli durumlarla yaşıyor olmamdı…
Yanlış bir davranış sergilediğimde Rüzgar’dan, aksilik olduğunda danışanlarımdan, arkadaşlarımdan özür dilerim.
Yük oluşturmaz üstümde….
***
Özür dilemek “bazımız” için her durum ya da kişi için zordur.
Özeleştiri yapmakta zorlanan kişilerin “genel özelliğidir” bu.
Özür dileyebilenlerse çoğu zaman durum ya da kişi seçerler.
Çocuklara karşı özür dilemekte zorlanmayız..
Karşımızdakini kaybetmekten korktuğumuzda,
Karşımızdakini ikna etmek istediğimizde,
Karşımızdakinde olumlu bir kişilik/imaj bırakmak istediğimizde…
Karşı taraf özür beklediğini söylediğinde,
Özür dilemekte zorlanmayız.
Neden?
Aklıma gelmeyen başkaca durumlar vardır.
Bu durumlara genel olarak baktığımızda, “özür dilemekte zorlanmayla suçlanma korkusu arasında bir bağlantı” olduğu görülür.
Suçlanmaktan korku, özeleştiri yoksunluğu yarattığı gibi
özür dileme davranışında da sorun çıkartıyor.
***
Özür dilemekte zorlananlar ya da özür dilemeyenler “bencillik”le suçlanır.
Karşısındakine “değer vermemekle, sevmemekle, anlamamakla” yargılanır/suçlanır.
Ben bu yargıların içinin boş olduğunu, gerçekçi olmadığını düşünüyorum.
Özür dilemek, an içindeki ilişki krizini hızlıca çözen, pragmatik bir davranıştır.
Yani kişinin lehinedir.
Özür dilememe ise;
ilişkideki sıkıntıyı büyüten, uzatan, derinleştiren ve aynı zamanda kişinin kendi içinde sürekli mahkeme kurmasına sebep olan, zihinsel bir mücadele ve yorgunluk alanıdır.
Özür dilemeyen kişi kendini haklı görse de mesele kapanmış değildir.
Dışarıdan görünen içteki mücadelenin dışa yansımasıdır.
Kişi içeride nasıl kendinin haklı olduğuna kendini ikna etmeye çalışıyorsa, dışarıya da böyle görüntü vermeye çalışır.
Kendini ikna çabası, zaten içeride sorun olduğunun göstergesidir.
Haklıysanız haklısınızdır, içinizde bunun tartışmasını yapmazsınız.
Olayı sürekli düşünmek, detayları hatırlamaya çalışmak, bundan kurtulmaya çalışsanız da kendinizi bunu yaparken bulmak,
kendinizi ikna çabanızın olduğunu gösterir.
Kimi ikna etmeye çalışırız?
Kuşkusu, şüphesi olanı, inanmayanı.
İkna çabası,
kişinin ikna edilmeye ihtiyaç duyduğu bir düşüncesinin ya da duygusunun olduğunu gösterir.
Kabul edilmemiş suçluluk, haklılık arayışını, arayış çabayı doğurur.
Sıklıkla bu çaba içsel bir mücadele olmaktan çıkıp, kişinin çevresindekileri de ikna etmeye çalıştığı, onlardan da kendisinin haklı olduğunu duymaya çalıştığı,
zihinsel ve iletişimsel bir anafora dönüşür.
Sonuç olarak özür dilemeyen/dileyemeyen biri, temelde kendine zarar verir.
Onu,
bencil/narsist olarak damgalamak(tanım başka bir şey),
bu davranışından yola çıkarak değer vermeyen biri olarak “yargılamak” gerçekçi değildir.
“Özür dilemek, karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir”
diyor Freud.
Bu cümlede, kişinin kendisini başkalarından çok sevdiği, kendine başkalarından daha çok değer verdiği, hatta kendini üstün başkalarını alçak/hakir gördüğü gibi bir anlam yatıyor.
Bu nedenle bu yorumu şüpheli buluyor, katılmıyorum.
“İlk özür dileyen en cesur, en güçlü olandır” derken Osho,
sanırım düşüncemi destekliyor…
Belirttiğim gibi, özür dilemek pragmatik bir davranıştır ve hızlıca kriz çözer.
Bu davranışı sergilemeyen kişi;
size değil olsa olsa kendine düşmandır!…
Kişilerin nasıl bir ebeveyn tutumuyla özür dilemez/dileyemez hale geldiği hususu da başka bir yazının konusu olsun.
Görüşmek üzere…