METAFOR
METAFOR
Yalnızlık, kelime anlamıyla kimsenin olmaması, tek başına olmakt demektir.
Sosyal ve toplumsal bir varlık olarak bu yöndeki “durumumuzu” ifade eden bir kelimedir.
“Yalnızlık kötü bir şey mi” başlıklı yazının sonunda, “yalnızlığı” tarif etmeden onun “iyi” ya da “kötü” olduğunu söyleyemeyiz demiştim.
Yazıya yapılan yorumlarda da yalnızlığın durumsallık ifade eden bir kelime yerine onun metaforik bir ifadesi olan “kendini yalnız hissetmek” üzerinden algılandığı görülüyor.
“Kendini yalnız hissetmek” cümlesi, kişinin hissettiği duyguyu bir metaforla ifade etmesidir.
***
Metafor, bir kelimenin asıl kullanımının dışında ona benzetilen bir yönüyle anlamı dışında kullanılmasıdır.
Arapça adıyla mecaz, fransızca adıyla metafordur bu eylemin adı.
***
Benzetme, çaresizliğin dilidir.
Kişi hissettiği duyguyu/düşünceyi aktaramadığını hissettiğinde başvurur buna.
Yılmaz Erdoğan’ın şiirinde söylediği gibi, o duyguyu ifade edecek kelimeler aramaya başlar, kelime bulamayınca benzetmelere başvurur..
***
Metafor metaforu yapılan “şey”le ona benzetilen şey arasındaki bir benzerliği esas alır.
“Kendimi demir gibi hissediyorum” derken, demirin sertliğine, gücüne gönderme yapar, kendimizi “güçlü” hissettiğimizi söylemeye çalışırız.
***
Bir duygunun ifadesi sırasında onun metafor olup olmadığını anlamanın yollarından biri, metaforu yapılan kelimenin ardına eklenen “hissetmek ya da duygu” ekleridir.
“Yalnız hissediyorum”
“Güçlü hissediyorum”
“Değerli hissediyorum”
“Değersiz hissediyorum”
Bu ifadelerde kullanılan “hissediyorum” kelimesi, duygu ifadesi olarak verilen kelimenin metafor olarak kullanıldığını gösterir.
His histir, hissi ifade ederken “hissediyorum” demezsiniz. “Korku hissediyorum” demezsiniz, “korkuyorum” dersiniz. Kaygı hissediyorum demezsiniz, kaygılıyım dersiniz. Duyguyu sonuna hissediyorum kelimesini ekleyerek kullanıyorsanız, bu duygunuzu direkt değil dolaylı şekilde ifade ettiğinizi gösterir. Yani savunma mekanizması geliştirdiğinizi…
***
Bir duygunun metaforla ifade edilmesi duygunun net şekilde ifade edilmesini ve anlaşılmasını zorlaştırır.
Hiçbir benzetme aslının yerini tutmaz.
Metaforla ifade etmeye başladığınızda, duygunuzun neye benzediğini anlatmak kadar neye “benzemediğini” de anlatmak zorunda kalırsınız.
Ve hiçbir zaman kendinizi “tam” olarak anlatmışsınız, duygunuzu söylemişsiniz gibi “hissetmezsiniz”.
***
Sanatın özü metafordur desek abartmış olmayız.
Söylenemeyeni başka bir aynada göstermeye çalışmak, insalık tarihi boyunca yapmaya çalıştığımız bir şey.
“Dil” de böyle bir şey değil mi?
Kelimeler aslının yerini kullanmak, aslını başka bir aynada göstermek için var değil mi?
***
Metafor sanatı geliştirir, evet.
Ancak gündelik yaşamda duygunun ifadesi için onu bir yöntem olarak kullanmak, çaresizlik hissettirir.
Anlatmış hissetmezsiniz, karşı taraf da gerçek anlamda anlamaz.
Öfkenizi hangi metaforla ifade ederseniz edin, kelimeye ses tonunuz, davranışlarınız eşlik etmiyorsa, öfke o anda sizin içinizde hissedildiği şekilde halinize yansımıyorsa “hiçbir” şey ifade etmez!
Öfkenin his olarak dışarıya yansıtıldığı durumla metafor kullanmanın etkisi arasındaki fark, ölçülemezdir. O kadar büyüktür!
Kırılmaktan, reddedilmekten, kaybetmekten, duymak istemediği şeylerle karşılaşmaktan korkan kişiler,
duygularını açıkça ifade etmek yerine “dolaylı” dil kullanmayı tercih ederler.
Metafor kullanmak da bunlardan biridir.
***
Yalnızlığı bir metafor olarak kullandığımızda durumsal olarak “yalnızlık”a atıf yapan şunlardan birini söylemeye çalışıyoruzdur:
“Güvenecek kimsek yok.”
“Konuşacak, kendimi anlatacak kimsem yok.”
“Bağlandığım kimse yok.”
“Beni seven kimse yok.”
“Başkalarından yetersizim, değersizim.”
***
Anlatmak istediğiniz bu duygu durumlarını bu şekilde değil de “kendimi yalnız hissediyorum” olarak ifade etmek, kendinizi gözden kaçırmanıza neden olabilir.
“Kendimi yalnız hissediyorum” cümlesi çoğu zaman bir kader, çaresizlik, karşı tarafın meydana getirdiği bir sonuçmuş gibi algılanır.
Bu algı kişinin kendi edimleri üzerinde sorumluluk almasına engel olur.
Sorumluluktan kaçınmanın ilk yolu da dil’i çarpıtmaktır.
“Kendimi yalnız hissediyorum” cümlesinin kişiye yansımasıyla “Bağlanacağım kimse yok” cümlesinin yansıması farklı olacaktır.
***
Yalnızlık kötü bir şey midir?
Durumsal yalnızlık, insanın yok olmasıdır, ölümdür.
Kendini yalnız hissetme ifadesindeki acı verici sorun, “yalnızlık” değil
bağ kuramama/ilişkilenememe sorunudur.
Bu da insane kendini yokmuş gibi hissettirir!
Iyi pazarlar…