KONTROL
“Sorun kilonu nasıl vereceğin değil!
Çünkü daha önce de kilo verdin, yine verirsin.
Belki öncekilere göre biraz daha fazla zorlanırsın kilo verirken, ama bir çözüm bulursun. Sorun bu kiloyu nasıl vereceğin değil,
sorun bu noktaya neden geldiğin ve verdikten sonra buraya tekrar nasıl dönmeyeeğin.”
Kuşkusuz o bununla meşgul değildi.
Kilosunu verdikten sonra tekrar nasıl “almayacağıyla” ilgilenmiyordu.
Şişmandı, kötü hissediyordu, kilosunu verince tüm sorun bitmiş olacaktı.
“Yeme davranışıyla ilişkini sorgulamazsan kilo vermen bir şeyi değiştirmeyecek!
Verecek, yine alacaksın.
Bu döngü çocukluğundan bu yana defalarca tekrar etti, bundan sonra da değişen bir şey olmayacak.”
Dedim.
Yüzü ekşidi.
Burun kıvırdı.
“Ne yani, hayatımın bundan sonrasını hep kendimi kontrol ederek mi geçireceğim!”
dedi.
Onun için çok doğal ama benim için bir o kadar şaşkınlık verici bir soruydu bu.
“Ne yani, içimden geldiği gibi yiyemeyecek miyim? Her yemek yiyişimde kilo alma kaygısını hissedecek ve bu düşüncenin baskısıyla sadece kilo almayacak kadar mı yiyeceğim?”
Demek istiyordu.
Hayretle karşılıyordu bunu!
Kilo vermesi neden yetmiyordu ki!
Sorun şişman olmasıydı, verdiğinde sona erecekti.
Sorusundaki hayretten, zannederdin ki sanki kendisi dışındaki hiç kimse böyle bir davranış sergilemiyor da sadece o bunu yapmak zorunda!
Sanki bir hastalığı vardı da ömür boyu diyete mahkum edilmişti!
“Evet”
Dedim.
“Hayatın boyunca yemeni kontrol etmek zorundasın.
Tıpkı kilo sorunu yaşamamak için yemesine dikkat etmek zorunda olan hepimiz gibi!
Yani herkes gibi!
Sorun kendini kontrol altında tutmayı, kendini sınırlamayı istemiyor olman.
Çalışmamız gereken yer burası.”
Dedim.
Oysa, benden beklentisi onu motive etmemdi.
O kilo verip şişman olmaktan kurtulmak istiyordu, bunun için destek istiyordu.
Bense “kusura bakma hayatın boyunca yeme konusunda her zaman stres altında olacaksın” diyordum.
Ben olsam, ben de bir daha gelmezdim!..
Yemeyle;
ya kavgalıydı ya da kendini tümden ona teslim ediyordu.
***
İnsan,
kendini sınırlamayı,
sınırlamak için kendini “kontrol” durumunda olmayı sevmiyor.
“Kendini bırakma” ve sonrasında ortaya çıkan “hayal kırıklığı”…
Değişmeyen döngümüz!
Kişisel sınırlarımızı korumaya çalışmak,
kendinin farkında olmak,
farkında olduklarını karşındakini kırma, rahatsız etme hatta onu kaybetme pahasına ilişkiye yansıtmaktan kaçınıyoruz!
Kendimize ait kişisel sorumluluklarımızdan feragat etmek istiyoruz.
Kilo alma kaygısı taşımadan yemek istiyoruz!..