KAYGI, ŞÜPHE, PARANOYA
Kimbilir kaç gecedir uykusuz olduğu göz kenarlarındaki kızarıklardan belliydi. Benimse uykusuz kaldığımda gözlerim kısılır.
Dağınık saçları, haftayı geçmiş sakalı, yorgun sesiyle
“Ben” dedi “Eşimin beni aldattığını düşünmekten kendimi alamıyorum.”
“Yani” dedim “Eşinin seni aldattığını düşünmüyor, ancak bu düşüncelerin zihninden geçmesini engelleyemiyor musun?”
“Böyle söyleyemem” dedi.
“Peki, ne söyüyorsun?” dedim.
“Bu düşüncelerden kurtulmak istediğimi söylüyorum” dedi.
“Benden eşinin seni aldatmadığına ikna etmemi mi istiyorsun?” dedim.
“Bunu yaparsan senden de kuşku duyarım.” Dedi.
“Nasıl?” dedim.
“Aslında senin de böyle düşündüğünü ama bana kendimi iyi hissettirmek için böyle söylediğini, para için gerçek düşüncelerini söylemediğini düşünürüm.” Dedi.
“Başka?” dedim.
“Belki de ben gelmeden once eşimin seninle konuştuğunu, benim hasta olduğuma seni ikna ettiğini, beni ikna etmek için seni kullandığını, senin de bu tezgaha geldiğini düşünürüm” dedi.
Sustuk…
Bir kaç dakika geçti.
“Eşinin seni aldattığından emin olamamanın nedeni ne?” dedim.
“Bunun cevabını gayet iyi biliyorsun “dedi “Benim ne diyeceğimi biliyorsun. Kimbilir bu kelime oyunlarına kaç kez başvurdun, bu sorunun cevabının ‘öyle olduğunu düşündüren şeyler de var olmadığını düşündüren şeyler de’ olduğunu bliyorsun.” Dedi.
“Peki?” dedim.
“Pekisi şu” dedi “Söylediklerini ne niyetle yaptığından emin olamayacağım”
“Eşinin seni aldattığından emin olamadığın gibi” dedim.
“Bana kelime oyunu yapma” dedi.
“Böyle hissederek yaşamak zor olmalı?” dedim.
Güldü. “Beni önemsediğini, iyi niyetli olduğunu düşünmem için kanal açmaya mı çalışıyorsun?” dedi…
“Eşimin beni aldattığı düşüncelerinden kurtulmak istiyorum” diyen bu adam, gerçekten bu düşüncelerden kurtulmak istiyor mu?
Bu düşünceler onun için güvenli bir sığınak olmasın sakın?
Güvensizlik olarak tanımladığımız şüphe, kuşku durumu hayatımızın her yerinde kendini gösterse de bu tanımlama bilinçlatı tarafından çarpıtılmış bir yorumdur.
Güvensiliğin duygusu; kuşku, şüphe değil hayal kırıklığı ve eminlilik halidir..
Ne düşüneceğini ne hissedeceğini bilememe hali değil aksine bilme halidir.
Kuşku, şüphe bir kaygı durumudur.
Tanım önemlidir.. Zira, güvensizlik karşı tarafı, kaygı bizi işaret eder.
Endişe zihni sardığında, iki seçenekli olarak ortaya çıkan düşünce biçimlerinden birine kendini bırakmamak için direnç gösterir kişi.. Acı çekmemek için endişeye saklanır.
Hissetmekten kaçınır.
Soru şudur;
Şüpheyi yaratan endişeye saklanmama neden olan
kendimden bile sakladığım acım nedir?
Aklın işleyişinin duygu tarafından manüplasyonudur bu.
Lakin sormadan edemem kendime,
“Aklımız duygumuzla maniple olmayacaksa,
Nefes alan robotlar gibi mi dolaşacağız ortalıkta?”