HIZLANDIRILMIŞ İLİŞKİLER
Seks yaparak “bağ” kuramazsınız.
Seks yapmak seks yapmaktır,
henüz seks yapacak kadar yakın hissetmediğiniz biriyle seks yaparak bağ kurmayı ummak,
sadece hayal kırıklığı yaratır.[1]
İnternetin ilişki kurmayı ve yaşamayı hızlandırdığından, eski dönem ilişkilerin ahlaki zeminini değiştirdiğinden bahsetmiştim.
Ahlak kısmını ve açık olma teklifimi kenarda tutayım ve hızlandırılmış ilişkilerde “bağ arayışını” tartışayım.
Hızlanan bu ilişkilerden kişiler ne bekliyor?
Bağ arayışı bu hızlanmanın sebebi mi yoksa artık bağ arayışında yeni bir konsepte mi gidiyoruz?
Ya da yoksa artık ilişkilerden bağ beklentisi yok mu?
“İlişkinin nasıl bir arayışı, hedefi olursa kişiyi mutlu eder?”
sorusunun cevabı psikolojide yok.
Kişisel olarak benim de “ilişkiler şöyle yaşanmalıdır” diye bir önermem yok.
İnternette ilişki geliştirenlere sorsak,
“İlişkiden ne bekliyorsunuz?”
Pek çoğu bağ arayışı’nda olduğunu belirtecektir.
Ancak ortada şöyle bir açmaz var:
- Kişiler bağ kurmak için internet ortamını güvenilir bulmuyorlar ama burada bağ arıyorlar.
Birileri tarafından “tanıştırılarak” flört etmeyi yetersizlik olarak görüyorlar.
- İnternette tanıdıkları kişilerin güvenilir olmadıklarını düşünüyorlar, ancak kendilerinin güvenilir olduklarını düşünüyor ve böyle kabul edilmeyi bekliyorlar.
“Yüz yüze ilişkilerin” birbirini tanıma ve güvenme hızı,
“İnternet ilişkilerine” göre açık ara fazladır.
Ancak, internet ilişkilerinin “paylaşım hızı” yüz yüze ilişkilere göre çok fazla.
Yüz yüze ilişki yaşamak,
“zaman”, “mekan” ve “gündelik uğraşılar”ın kısıtlamasına maruz kalmak demektir.
Ancak internet ilişkilerinde durum böyle değil.
Elinizdeki telefonla ilişki kurduğunuz kişiyi sürekli yanınızda taşıyor oluyorsunuz.
Kişiler biryandan kendi gündelik rutinlerini yaşarken[2] diğer yandan ilişki yaşadıkları kişiyle iletişim halinde olma imkanına sahipler.
İnternet ilişki geliştirmenin zaman ve mekan engelini ortadan kaldırıyor.
Böylece kişiler dün tanımadıkları kişilere, ertesi gün hayatlarının büyük kısmında yer açıyorlar.
Kişiler henüz tanımadıkları kişilerin gündelik yaşantısının ortağı oluyor.
O kadar ki kişiler görüntülü görüşmeyi açıp, bütün gün hem iletişim kurup hem gündelik rutinlerini yerine getirebiliyorlar.
Şimdi, tüm bu hız neye hizmet ediyor?
Hızlandırılmış ilişkilerden “bağ” beklemek, ne kadar mümkün?
Kime sorsanız “tanıyıp, güven duyacağım, bağ kuracağım birini arıyorum” der.
Ancak, ben gerçeğin bu olduğunu sanmıyorum.
Bence internet ilişkilerinin buna ne niyeti var ne de zamanı!.
Olanın anlamı şu:
Yalnız kalmamak,
bir önceki ilişkinin yasından kaçınmak, f
arkında olunmayan nevrotik bir sorunun ikamesi,
kendini değerli hissetme çabası vs…
Yani baş etmekte zorluk çekilen sorunların ikamesi
veya nevrotik hale gelmiş yalnızlık sorunsalı.[3]
İlişkileri hızlandıran internet,
“bağ” yaratmak için aynı güce sahip değil.
İnternet öncesi insanın evleninceye kadar kurduğu ilişki sayısıyla,
bugünün insanının evleninceye kadar yaşadığı ilişki sayısında büyük fark var.
Benim yaş grubum hem yüz yüze ilişkileri hem yeni dönem ilişkileri birlikte tecrübe etti.
Bizden sonraki kuşaklarda artık “leyla ile Mecnun”, “Ferhat ile Şirin”, “Kerem ile Aslı” yazılmayacak artık.
Çünkü,
Alıcısı olmayacak!…
Görüşmek üzere…
1] Eleştiri, tanınmayan biriyle seks yapmak ya da günübirlik ilişkiler üzerine değil; seks üzerinden bağ kurmaya çalışmak, bunun üstünden yakınlık kurmaya çalışmak üzerinedir. Kişinin bağ arayışı yoksa tanımadığı biriyle seks yapmasında kişilerarası ilişkilerin psikolojisi açısından sorun yoktur.
[2] Çalışırken, okurken, aileyle, arkadaşlarla sohbet ederken, sosyal medyada gezinirken, spor yaparken, yürürken, otururken, yatarken, banyoda tuvalette, yatakta.. yani gündelik tüm rutinleri yaparken ilişki kurduğunuz kişiyle iletişim imkanı söz konusu.
[3] Bundan 20 sene öncesinin insanının yalnızlığı algılayışı, yaşayışı ve baş edişiyle bugünkü insanın yalnızlıkla ilişkisi aynı değil. Geçmişin insanı için yalnızlık bu kadar kaçınılan bir durum değildi. Olamazdı, bu imkan yoktu, bununla baş etmeyi öğrenmek zorundaydı. Oysa internet dünyası insanı yalnızlığa karşı daha dirençsiz kılıyor.