“HERHANGİ BİRİ” Olma Korkusu
“Hala içim acıyor, dün akşamım da gece uykuya dalıncaya kadar ağlama krizleri ile geçti. Sabah, sevgilimle beraber olduk ama sevişmek acımı geçirmiyor.
Onun yüzüne bakarken, geçmişindeki erkeklerle nasıl öpüştüğü, vücudunu çıplak gördüğümde, özellikle de tanıdığım adamın ona nasıl dokunduğu, öptüğü ve onunla nasıl birleştiği aklıma geliyor… Delirecek gibi hissediyorum! Ve ağlamaya başlıyorum! Ona dokunmaktan çekiniyorum. Tiksinme değil ama her zaman beraber olduğum kadın değilmiş, hiç bana ait değilmiş gibi geliyor…
Akşam, gece olup hava kararsın istemiyorum. Gece, ışık açık uyumaya çalışıyorum. Gece her şey iki kat daha zor geliyor. Sabah üniversiteye gitmek istemiyorum. Onun, iş yerine gitmek istemiyorum. O adamla beraber olduğunu hatırlatıyor buradaki her şey. Oraya ait her şey, hatta reklamlar bile o adamı hatırlatıyor ve dişlerimi sıkmaya başlıyorum. Öfkeden kuduracak hale geliyorum. Kendimi zavallı, kullanılmış bir adam gibi hissediyorum, onun iş yerinden birini gördüğümde…
İkisinin arasındaki tüm detayları düşünüyor zihnim. Kendimi, bunu düşünmekten alamıyorum. Nasıl tanıştılar, ilişkileri nasıl oldu -detaya girmeyeyim- çirkinleşiyor çünkü düşüncelerim. Bunları düşünüyor olmak rahatsız ediyor beni, ama yine de alamıyorum kendimi. Bazen düşündüklerimin gerçek olduğunu düşünüp, haklı olduğumu düşünüyor ve ona öfkeleniyorum, bazen de bu düşünceleri geliştirdiğim için kendime kızıyorum.
Bana, o adamla beraber olduktan sonra kendini kötü ve berbat hissettiğini söyledi. Gerçekten öyle mi? Böyle demesi az da olsa beni neden rahatlatır gibi oluyor?
Benden önce evli bir adamla beraber olmuş. Adam düzenini, hayatını bozmamış… Onun için kendini kötü hissetmemiş mi? Ona kızmamış mı? Ne hissetmiş de iş yerindeki o adamla beraber olmuş? Ne özelliği varmış? Ben salak mıyım? Neden 12 yıllık bir ilişkiden vazgeçtim? Kendimi neden bu kadar yaralayacak şeyler yaptım?
Ben kendimi onun için, istisna olduğuma inandırmaya çalıştım hep. Yaptığımızın yanlış olduğunu biliyordum. Evli bir adamla olan bir kadına nasıl güvenebilir, nasıl sevebilir, nasıl onu saygın bulabilirdim? Bunu nasıl etrafıma anlatabilir ve hiç rahatsız olmadan toplum içinde gezebilirdim? Nasıl saygın bir yuva kurup, nasıl çocuklarımın annesi yapabilirdim? Karısını aldatan bir adam olarak ben nasıl düzgün bir ilişki kurabilirdim?
Onun benden önce ilişkisi olduğunu biliyordum, ama kendime bunu açıklamıştım: Sevdiği, evlenmeyi planladığı adamla denemiş ve olmamış olabilir, aynısı bana da olabilirdi. Bunu sindirebildim, sindirmeye çalıştım. Her şeye yeniden başlayıp, onu prensesim, bebeğim yapabilirdim. O benim için vazgeçilmezdi, ben de hayatımda doğru insanı bulmuştum, eşim o olmalıydı, onunla çocuk yapıp, onunla dünyayı gezip, onunla yaşlanmalı, onunla uyumalı, her yeni güne onunla başlamalıydım, buna hazırdım.
Onun yanında hayat anlamını kaybetmişti, bütün hayatım oydu. Geçmişte emek verdiğim, gelecek için yaptığım planların artık hiçbir önemi yoktu. Bir anlam ifade etmiyordu, o her şeydi, onun olması hayatta heyecan duymak için, mutlu olmak için yeterliydi, geçmişe ya da geleceğe ihtiyacım yoktu.
Ben, onun için istisna olduğuma inanıyordum. Benim evli olduğumu bildiği halde bana kendini açmıştı. Hayatında kalmama riskini, acı çekme riskini, ya da kötü duruma düşme riskini, hepsini benim için göze almıştı. Benim eve gelmemi dört gözle bekliyor, gün içinde mesajlaşmadığımız bir an bile olmuyordu. Fiziki olarak görmesek de gün içinde hep iletişim halindeydik.
Şimdi içim acıyor… Diğerleriyle de benzer şeyler yaşadı, onlarla da beraber oldu, onlar da ona dokundu, benim yaptıklarımı yaptılar. Onu bir yemeğe götürmeden, ona çiçekler almadan, karılarını boşayıp geçmiş ilişkilerini harcamadan, hayatlarında hiçbir fedakarlık, değişiklik yapmadan, onunla tatile gidip, geceleri onunla uyumadan, canı sıkkın olduğunda onun yanında olmadan, ona sürpriz hediyeler almadan onunla oldular. Benim yaptıklarımı yapmadan bile bunu hak ettiler, bu kendimi çok değersiz hissettiriyor!
Ya iş yerindeki eski sevgilisi, iş yerindeki diğer arkadaşlarına onunla beraber olduğunu söylediyse! Ballandıra ballandıra anlattıysa! Ben oradaki insanlarla nasıl yüz yüze gelirim? Üniversitedeki insanlar arkamdan, “salak”, “herkesin çaktığı kızla beraber, onunla evlenecek” diye düşünüp, konuşuyorlarsa!.. Ben sevgilimle el ele gezerken veya bir davette onu kız arkadaşım, beraber olduğum insan, eşim diye tanıtsam, bu ortamda o adamla karşılaşsam ben ne yaparım? Adam pis pis sırıtıp baksa, imalı sözler söylese ya da arkamızı döner dönmez gülüşseler!..
Ailem bunları duysa! Onun ailesi duysa, yakın arkadaşlarım bunları bilse, ne derler? Onlarla çift olarak nasıl görüşüp, yüzlerine bakarım?
Bu sahneler, bu soruların her biri zihnimde sanki çivi çakıyor. İçimden söküp atamıyorum. Nefesim kesiliyor aklıma geldiğinde ve ağlamaya başlıyorum.
Canım çok acıyor, onun ve o adamın canını yakmak, onlara zarar vermek istiyorum! Geçmişte birlikte olduğu evli adamın karısını bulup, onlara söylemek geliyor içimden, (tabii ki yapmayacağım).
Onun bir yıldan fazladır benimle olduğunu, onların hayatında duygusal açıdan bir şey ifade etmediğini, benimle kalmak istediğini, geçmişte yaşadıklarından dolayı üzgün olduğunu bilmek beni rahatlatmıyor. Benim farklı, özel olduğumu söylüyor, ama bunlar bana hiçbir şey ifade etmiyor.
Bu şehirden, bu üniversiteden, bana onu ve onun geçmişini hatırlatacak her şeyden uzaklaşmak, buradan gitmek istiyorum. Ayrılsam, hayatımdan çıkarsam sorun çözülür mü, bilmiyorum… Sanki bu çözüm olacak, ama şimdi değil gibi geliyor. Kendimle ve onunla hesaplaşmam bittikten sonra yapmalıyım ama bu sürece nasıl katlanacağım, bilemiyorum…”
***
Bu satırları yazan, aslında şunu mu söylüyor:
“Anne, kardeşimi nasıl benim kadar seversin, ben senin için onca şey yapmışken ve o bu sevgiyi hak edecek bir şey yapmamışken?”
Ben de ona şunu sorsam:
Biricik olma ihtiyacın neden, neden herhangi biri olmaktan bu kadar korkuyorsun?