GRUP TERAPİ & İNSAN DEĞİŞİR Mİ?
İnsan söz konusu olduğunda kullanılacak kelime “değişmek” değil “gelişmek”tir.
İnsanın değişmesi “başka” biri olması demektir.
Böyle bir talep de böyle bir çaba da anlamsızdır.
“İnsan değişir mi?”
Sorusuyla ilgili olan kişiler;
ya kendilerinden rahatsızoldukları bir davranışı
ya da kendilerindeki bir kişilik özelliği tarif ediyordur[1]
ve yine ya da kişinin karşısındakinde rahatsızolduğu davranışlardan ya da kişilik özelliklerinden bahsediyordur.[2]
Bu davranışların “oluşumu” bir gelişme sürecidir, hastalıklı olan bir durumun değişmesi değildir.
Peki neden bu kavramsallaştırmakullanılıyor?
Kişinin kişiliği bir kez oluştuğu ve artık gelişmeyeceği düşünüldüğü için mi?
Yoksa kişiliğin çocukluk döneminde oluştuğunu ve sonrasında değişiminin mümkün olmadığını söyleyen “psikoloji kuramcıları”nın marifeti mi bu yargı?
Nereden kaynaklandığı tartışmaya açık olsa da açık olmayan husus, bu düşüncenin insanlar için önemli bir sığınak noktası oluşturmasıdır.
***
Kişisel gelişim çaba ister.
Zaman, emek ve daha pek çok şey…
Onca çaba gözünü korkuttuğunda insanın, “değişmenin mümkün olmadığı” masalını söylemek ve buna iman etmek vicdani bir konforsağlar;
Ve yine partnerinin davranışını değiştirmek için ciddi bir çabayı göze alamayan kişi için;
ilişkiden çıkıp gitmek için bir vicdani rahatlık ya da kalmak isteyen için katlanmakiçin vicdani rahatlık sunar.
***
Oysa durum çok da böyle değil!
İnsanın gelişiminin hayat boyudevam edeceğini söyleyen pek çok kuramcısöz konusu.
Bence,
Carl Gustav Jung’un, Alfred Adler’in, Haryy Stuck Sullivan’ın söylediği gibi
insanın gelişimi hayat boyunca devam eder;
bu yönde bir çaba içinde olunursa.
Hayatın belli bir evresine kadar fiziksel gelişime paralel olarak çevre ilişkileriyle gelişen insan,
bir noktadan sonra kendine yatırım yapmazsa,
kendine ve kişilerarası ilişkilerine dair algılarını açık tutmazsakendine karşı körleşir, sağırlaşır.
Bu kişiler için yine de gelişim söz konusudur, ancak çok daha yavaş ilerleyen bir seyirle…
Yaşlandıkça hayata bakışın değişmesi, beklentilerin farklılaşması bu gelişimin bir göstergesidir;
bu değişim, yaşam tecrübesinin kaçınılmaz sonucudur.
***
Geçmişin hep güzel anılarına öykünsek de temelde hiçbirimiz geriye dönmek istemeyiz.
Gençlik dönemimizdeki, çocukluk dönemimizdeki kişi olmak istemeyiz.
Geri dönmek isteriz:
Ya bugünkü bakış açısına sahip olarak geçmişi yeniden deneyimlemek isteriz,
Ya yaşanılmış iyi hissettiren an’lara özlem duyarız,
Ve yine ya da geçmişe dönme arzusu bugünün sorunlarındanzihinsel bir kaçış, bir savunma mekanizmasıdır.
***
Kişisel gelişim ya da davranış değişimi içinen verimliçalışmalar, grup çalışmalarıdır.
Grup terapisi,
etkileşim grupları,
psikodrama çalışmaları,
yoga grupları,
aile dizilimleri ve diğer grup aktiviteleri…
Bunların her birinde kişi, “kendisinin başkalarıyla kurduğu ilişkilere” daha yakından bakar.
Bir yandan grup içindeki kişilerle ilişki kurarken, diğer yandan kendini gözler.
Bu gözlem kendinin farkında olmasını sağlar.
Farkında olduğu duygular ve davranışlar algılarını, bakış açısını, davranışlarını değiştirir.
Grup terapi çalışmalarında fark edilip değiştirilen davranışlarsa dışarıdaki yaşama kendiliğindenyansır…
Bu nedenle grup terapi ya da buna benzer çalışmalara katılmanızı,
hayat boyu kendinizi izlemenizi şiddetle tavsiye ederim…
En azından bir kez deneyimleyin…
Kişisel gelişim kitapları, seminerler, workshop çalışmaları farkındalık oluşturması bakımından katkı sağlasa da katkısı sınırlıdır.
Asıl katkıyı, hayatı yaşarken gözlemek sağlar…
[1]ilişkiyi bağımlı yaşamak, öfke sorununa sahip olmak, öfkesini yansıtamamak, çekingen olmak vs
[2]flörtöz olması, aile ilişkilerine bağımlılık, cimrilik ya da savurganlık, öfke ya da çekiniklik vs