Evlilik İyi Boşanmak Kötü: ÖYLE Mİ?
“”Hocam evli misiniz?”
“Hayır, bekarım.”
“Hiç evlendiniz mi?”
“Evet, 4 kez.”
Hayretten meraka oradan istihzaya kayan bir bakış ve ardından
“Terzi kendi söküğünü dikemiyor galiba”
Yüzümde tebessüm…
Hakkımda sık duyduğum yargılardan biridir
“Hı o mu! Ona giden herkes ayrılıyor.”
Hatrı sayılır bir insan kümesinde oluşmuş bu yargının bir kaynağı ya da gerçekliği var mı, bilmiyorum.
Benimle terapi süreci yürüten kişilerin sevgilileri varsa ayrılıkları evlilerse boşanmaları onların kaderi mi, onu da bilmiyorum.
Belki ayrılmaya ya da boşanmaya niyet ettikleri için beni buluyorlardır.
Oysa,
benden ilişkisiyle ilgili kişisel yardım almak isteyenlere ilk tavsiyemdir;
“İlişkiniz için yardım alacaksanız bunu yalnız başınıza yapmayın. Tek başına alınan terapilerin sonu genelde ayrılık olur.”
Bu tavsiyemi hem diğer tarafı terapiye dahil etmesi için gelene hem de terapiye gelmek istemeyen diğer tarafa söylerim.
Tavsiyem genelde kabul görmez.
Gördüğü zamanlarda da olumlu sonuçlar ortaya çıkar.
Tek başına yardım almak, taraflardan birinin ilişkiye bakışının değişmesi anlamına gelir, ilişkideki tutumlarının değişmesi, beklentinin tüketilmesi için eksik bırakılan çaba ve emeğin harcanması anlamına gelir.. Pek tabi ki taraflardan biri bunları sergilerken diğer taraf bulunduğu noktada sabit kalır, ayrılık kaçınılmaz olur.
Bana gelenlerin ayrıldığıyla ilgili yorumların/yargıların büyük kısmı, terapiye gelmeyen diğer taraflardan gelir.
Bu da meselenin bir başka dikkat çekici noktası.
Gel gelmezsin, sonucuna katlan, ona da ı ıııh!
Bu algının pekişmesine neden olan bir özel hayatım olunca da, yargı için herşey hazır oluyor.
Elbette bu yargıların ve yorumların dayandığı yer;
“Evliliklerin İyi Boşanmaların Kötü” olduğu düşüncesidir.
Böylece ben de kötü bir iş yapmış oluyorum.
Peki öyle mi gerçekten?
Evlilik İyi, Boşanmak Kötü mü?
Ayrılığın psikolojik süreçleri üzerine yazılmış bir kaç kitaptan birinin yazarıyım.
Bağlanmanın süreçleri kadar ayrılığın süreçleri hakkında da uzun yıllar çalışmış, yazmış biriyim.
Ben toplumda oluşmuş bu genel kanaati paylaşmam.
“Paylaşmayıp da ne yapacaksın, dört kez evlenmiş bugün hala bekarsan, elbette bu düşünceyi paylaşmayacaksın” diye düşünebilirsiniz ki bu çok olası bir düşüncedir.
Belki böyle düşünmemde bunun da bir etkisi vardır.
Boşanmak yani ayrılık evlilik yani bağlanmak kadar tabii bir sürecidir ilişkinin.
İlişki yaşamanın kuralıdır, bunu kabullenmek.
Bana sonu ayrılıkla bitmeyen bir ilişki gösterebilir misiniz?
Elbette hayır!
Her ilişki ayrılığa mahkumdur.
Bazen taraflardan birinin isteği bazen iki tarafın isteği bazen dışsal sebepler; ölüm, mekan değişiklikleri, hapis vs..
Ayrılık kaçınılmazdır.
Atilla İlhan’ın dediği gibi “Ayrılık sevdaya dahil!”.
Öyle.
Genel algıda ölüm ya da başkaca dışsal sebepler nedeniyle ortaya çıkan ayrılıklara ayrılık gözüyle bakılmaz.
Zorunlu olunca başka türlü oluyor herhalde!
Taraflardan birinin ya da ikisinin ayrılığı talep etmesi durumuna karşı geliştirilmiş olumsuz algının kökeninde,
kişisel olarak hepimizin anne döneminden miras ayrılıktan duyulan korku olduğunu düşünüyorum.
İçimizdeki o korku bir koro’ya dönüşüyor;
Bağlanmak İyidir, Ayrılmak Kötüdür,
Evlenmek iyidir, Boşanmak Kötüdür.
Bağlanmak ve ayrılmak:
Çocukluk dönemimizi referans alan ihtiyaçlarla ve korkularla bezenmiş ilişki süreçlerimiz.
Biri diğerinden daha iyi ya da daha kötü değil.
Onlara böyle bakan bizleriz.
Evlenmenin iyi yanlarını anlatanlara,
Boşanmanın faydalarını anlatabilirim uzun uzun…
Lakin, mevzu bu değil.
Sözün sonu, demem o ki;
Ayrılık kaçınılmaz bir gerçeklik.
Korkuyla bağlanmaktan kaçınmayın ya da bağlandığınıza saplanıp kalmayın.
Bağlanmak iyi ayrılmak kötü değildir.
Evlenmek iyi Boşanmak kötü değildir.
İnsan her dönem farklı hisseder, farklı şeyler yaşamak ister.
Yaşamaktan korkmayın.
Ölürken “keşke” yle bitmesin hayatınız.
Üç günlük dünya bu, gönlünüzce yaşayın.
Doğrusu yanlışı, iyi kötüsü, kuralı yok ilişkilerin..
Ne zaman nasıl yaparsanız yapın,
öyle olması gerektiğini düşündüğünüz için değil sırf içinizden geldiği gibi yapın ilişkilerinizi de ayrılıklarınızı da.
Bir tane hayatınız var, başka da olmayacak,
Unutmayın!..