DURMAN GEREKEN ZAMANDA DURAMAMAK
“Neden geldin?” diye sordum.
“Çünkü” dedi,
“Çok kötü giden bir evliliğim var. Ayrılmam gerek ama ayrılamıyorum. Bağımlı olduğumu düşünüyorum, bunu yenip ayrılabilmek istiyorum artık, sizin de bunu yenmemde yardımcı olacağınızı düşünüyorum.” dedi.
“Ayrılman gerektiğini, ancak bağımlı olduğun için ayrılamadığını düşünmene neden olan şey ne?” diye sordum.
“Eşim bana çok kötülük yaptı” dedi.
“Hala kötü davranmaya devam ediyor. Ben buna rağmen bu evliliği sürdürüyorum.”dedi.
“Ne gibi?” dedim.
“Beni defalarca aldattı.” Dedi.
“Dövdü. Kolumdan sürükleyerek çocuğumla evden attı, babamın evine götürüp, binbir küfürle terketti beni. Aylarca ailemin yanında kaldım, çocuğunu görmenin dışında yüzüme bile bakmadı. Dayak yememe, aldatılmama ragmen terkeden hep o oldu. Terkedilmeme ragmen ayrılamayan ben oldum. Arayan, soran, evliliğimizi kurtarmaya çalışan hep ben oldum. Beni heryerden engellerdi ben ona ulaşmaya çalıştıkça. Sonra ne zaman keyfi gelirse engelleri kaldırır, benimle görüşmeyi kabul eder, ben hiç gurur yapmazdım, bir araya gelirdik.”
“Başka ne var bağımlı olduğunu düşünmene neden olan?” diye sordum.
“Ailem de böyle düşünüyor” dedi.
“Arkadaşlarım artık beni arayıp sormuyor, kimseye artık bir şey anlatamıyorum. Çünkü herkes artık benim hasta olduğumu düşünüyor. Onların tavsiyelerini dinlemediğim için kızıyorlar bana, artık dinlemek istemediklerini söylüyorlar. Yakınlarım hasta olduğumu, bu evliliği yıllar önce bitirmem gerektiğini, bitiremediğim için bende bir anormallik olduğunu düşünüyorlar. Böyle bir adamı kimsenin iki gün çekmeyeceğini söylüyorlar. Ben de böyle olduğuna karar verdim artık.”
***
Bu konuşmayı dinlediğinizde karşınızdakinin baskıya boyun eğişine öfkelenirsiniz.
Hiçbir şey yapmayıp, yakınıyor olmasına öfkelenirsiniz.
O adamın karşısında siz varmışsınız gibi hisseder yine öfkelnirsiniz.
O adamın yerinde siz varmışsınız gibi düşünüp yine yine öfkelenirsiniz.
Ve sizi daha çok öfkelendiren şey konuşmasında hissettiğiniz “daha şimdiden bir şey yapmayacağıyla” ilgili size verdiği mesajdır…
O yakınmada size
“ne söylersen söyle ben yine aynı şekilde davranmaya devam edeceğim, süreç aynı şekilde işleyecek, aslında beni boş yere dinliyorsun” mesajını veriyor olmasıdır.
***
Kendini bu şekilde ifade eden birini dinlediğinizde, çözüm çok basittir!
Gerçekten de kişi bağımlıdır ve hemen bu ilişkiden çıkmalıdır.
Böyle bir anlatımda kişinin bağımlılığının onun genlerindeki bir bozukluktan kaynaklandığını, sigaraya, uyuşturucuya ihtiyaç duyar gibi ilişkiye bağımlılık geliştirdiğini düşünürsünüz..
Size böyle düşündürtür, düşünmenizi istediği şekilde düşüncenizi maniple eder.
“İlişkiyi bitirdiğinde, tıpkı sigara gibi ilk zamanlar zorlansa da zamanla zorlanması azalır ve bu bağımlılıktan kurtulur” diye düşünürsünüz.
Hastalığını üreten bataklıktan kurtulmuş olur.
Ne büyük yanılgı!
Bu tasavvur yukarıdan aşağıya “sorunludur” ve “gerçek dışıdır”.
Çünkü böyle birini ilişkiden “çıkaramazsınız”.
Çıkarsanız da bir sonraki ilişkisinde benzer süreçler yeniden işler.
***
Çevresindeki herkesin gösterdiği tepkiyi göstermem için bilinçsiz şekilde yaptığı manüplasyonu, ilişkiyi bitirmesi yönünde tavsiyede bulunmamı isteyerek katmerlendirdi.
Umut etmek, beklenti geliştirmek istemiyor, onu bundan vazgeçirecek bir neden aradığını, benim tavsiyemin bu işe yarayacağını düşünüyordu.. Ayrılma kararının doğruluğundan “emin” olacaktı.
Yaşadığını düşündüğü onca ihanet, şiddet, küfür, hakaret, hayal kırıklığı yeterli değildi ayrılmak için,
benim yapacağım ayrılık tavsiyesi kurtaracaktı onu, bağımlı olduğu bu evlilikten!
Bunu yapmadığımda ise
“bana inanmıyorsunuz, suçlu olanın ben olduğumu düşünüyorsunuz!” dedi.
Tebessüm ettim.
Haklı olmaya dair ne kadar da yoğun bir ihtiyaç duyuyordu.
Eşi suçlu değilse, bu kendisinin suçlu olduğunu gösterirdi!
İlişkiler üzerine çalışan terapistler çoğu zaman bu yansımaya takılırlar.
Bu insan bilinçlatının bir ilizyonudur.
“Bağımlı olduğunu düşünüyorsun ve bundan kurtulmak istiyorsun, bağımlılığını destekleyen şu elindeki telefonu ben de bırak bir hafta,
tüm sosyal medya hesaplarını da haftaya geleceğin seansa kadar kapatalım.” dediğimde gözlerinde gördüğüm ifade ve ardından dudaklarından dökülen “İmkansız bu, ya beni ararsa!”
cümlesinin gösterdiği gerçek;
elindeki telefonu bırakamayan biri evliliğini nasıl bırakır!?
Kişinin bağımlılık kavramını bir sorun olarak değil savunma mekanizması olarak kullandığının açık delilidir bu tablo.
Ve hatta belki de yaşadığı şeyin gerçekten bağımlılık olduğunu düşünmüyordur,
Belki de içten içe umut ve beklenti geliştirmesine neden olan şeyler vardır,
Belki de eşi söylediği kadar kötü biri değildir,
Belki de eşinin bu kadar kötü biri olmasına kendisinin neden olduğunu düşünüyordur.
Kimbilir…
***
Peki bu kişi ilişkisine bağımlı mıdır?
Evet.
Ancak onun bağımlılııktan anladığı şeyle benim anladığım şey farklı.
O bağımlılığı kurtulması gereken bir ilişkiden “gidememek” olarak tarif ediyor, bense kişinin ilişkiyi “endişeleriyle” yönetmesi, ilşkide kalması gerektiği gibi “kalamaması” olarak tarifliyorum.
Onun için çözüm ayrılık, benim içinse çözüm onun kaygılarını tanıması ve kaygılarını kontrol etmeyi öğrenmesidir.
Peki durumu benim gibi tanımlar ve bunun üzerine bir perspektif geliştirebilir mi?
Zor..
Çünkü,
Kaygıdan kaçan biri için en zor olan, sorununun bir kaygı sorunu olduğunu kabullenmektir.
Söz konusu ilişkiler olduğunda insanı çıkmazsa sürükleyen;
kaygıları yüzünden yürümesi gereken zamanda yürüyememek, durması gereken zamanda duramamaktır.