DEĞİŞTİĞİ İÇİN Mİ BİTTİ, DEĞİŞMEDİĞİ İÇİN Mİ?
Bir öykünün ardından sayıklamalar…
5 yıldır çabalıyorum.
Kendimi anlatmak için daha ne yapmam gerek, bilmiyorum!
Sabır sabır sabır yetti artık!
Ha bugün ha yarın düzelir değişir diye bekliyorum…
Benim ona verdiğim kadar bana değer verir diye sabırla bekliyorum.
Benim için ne kadar kıymetli ne kadar değerli olduğunu görsün diye, ne yapmadığım kaldı ne de söylemediğim!
İşimden arkadaşlarımdan ailemden herkesten vazgeçtim.
“Mutsuz olursun, seni senin onun sevdiği kadar sevmiyor, yapma” deseler de herkesi karşıma aldım.
“Öyle değil” dedim.
“siz bilmiyorsunuz” dedim.
Beni anlamadıklarını düşündüm.
Şimdi bugün elimde ne var?
Tükenmiş sabrım,
Kaybolmuş yıllarım, ve oğlum!
Şimdi bugün her şeyi yeniden yapmam, yeniden oluşturmam gerek.
Baştan başlamam gerek.
Arada geçen 7 yıl nasıl kapanır, bilmiyorum.
Pişmanım her şey için, ama 7 yılım çöp olacak diye pişmanın bile diyemiyorum!
Hala kendimce gerekçeler bulup, ona bir mazeret aramaya çalışıyor bi yanım.
Körolasıca yanım!
***
Sevgisi hiç bitmez sanıyordum.
Gerçekten inanmıştım beni sevdiğine.
Benim için onca emek, çaba..
Ailesi istemezken beni, o direndi.
Beni anlamaya çalışırdı.
Benim ne hissettiğimi şu dünyada kimse anlamaz, ama o bilirdi!
Onun dünyasındaki her şeyden önce gelirdim, hatta oğlumuzdan bile önce!…
Şimdi 7 yıl sonra bugün, şaşkınlıkla izliyorum olup biteni.
Giderek azalan ilgisi, sevgisi, heyecanı!
Neredeyse hiçbir şey hissetmiyor gibi artık.
Ne övüyor, ne takdir ediyor eskisi gibi.
Ne de hislerimi önemser oldu.
O anlayışlı kadın gitti, yerine öfkeli biri geldi.
Her şeyden şikayet eden, her şeyden alınan, sürekli bir şeyler isteyen, alamadığında hırçınlaşan, saldıran biri geldi.
Bir zamanlar bana kendimi bu dünyanın en değerli adamıymışım ki gibi hissettiren kadın gitti, benden kurtulmak için yol arayan biri geldi.
Bu sevgi hiç değişmez,
bu gerçek bir sevgi derken,
bir insan beni daha ne kadar sevebilir ki deyip ona inanmışken,
şimdi 5 yılın ardından şaşkınlıkla bakıyorum ona!
7 yıl boyunca ona olan sevgim her geçen gün artmışken, neden böyle oldu anlamıyorum.
Neden ona değer vermediğimi, onu sevmediğimi söylüyor, anlamıyorum.
Başlangıçta bu kadar yoğun değildi duygularım,
ama bugün ondan ayrılık düşüncesi öldürüyor beni,
nefesim boğazımda düğümleniyor.
Buna rağmen nasıl böyle düşünüyor?
Böyle düşünüp benden ayrılmayı nasıl göze alıyor, aldı, anlamıyorum!
Yalan mıydı yaşadığım?
Şimdi 7 yıl sonra neye üzüleyim;
sevdiğim kadından ayrılmaya mı,
kandırıldığımı düşünmeme mi,
yoksa ona bununla ilgili kaygılarımı defalarca dile getirmeme rağmen, bana güvence verip, şimdi beni yarıl yolda bırakıp, oğlumdan beni ayırmasına mı?
Neye kahrolayım!?
***
Sonuna gelmiş ilişkilerin iki tarafında da “hayal kırıklığı” yaşanması, hayret vericidir.
İlişkilerdeki sorunlara “kimin haklı” olduğu düşüncesiyle yaklaşan biri için,
iki tarafında da haklı olduğunu görmek, şaşkınlık vericidir.
Bu nedenle, taraflardan birini haklı görmek;
ya taraflardan birinin “manüplasyonu” altında kalındığını
ya da dışarıdan bakanın kendi “kişisel hassasiyetiyle” olayı yorumladığını gösterir.
Kimi karşısındaki değiştiği için hayal kırıklığı yaşar,
kimi karşısındaki değişmediği için.
Kimi karşısındakinin değişimi için bekler, geçirir yıllarını, ha bugün ha yarın.. sevgili olunca düzelir, sözlenince düzelir, evlenince düzelir, çocuk olunca düzelir, şunu yaparsam, bunu yaparsam düzelir.. arkası gelmez düzelir umudunun.
Aradan geçen yıllar değişmesi beklenenin “istemediği sürece değişmeyeceğini, değişimin pek de mümkün olmadığını” anlamak için geçer.
Kimi de yaşadıklarına “bağlanır”.
Kendisi için harcanan emeğe, özene, hassasiyete, hissedilen sevgiye, verilen değere, çabaya bağlanır.
Zanneder ki “hiç değişmeyecek”.
Kendini hep böyle “değerli hissedecek”.
Hiç bitmeyeceğini düşündüğü sevginin gözü önünde tükendiğini gördükçe elinde kalan,
“kandırılmışlıktan” başkası olmaz…
***
İyi de;
Kim haklı?
Hangisinin sevgisi gerçek;
Yaşanana bağlanan mı,
yoksa karşısındakinin sevgisini kazanmak için yıllarını tüketen mi?
Cevabı yoksa bu soruların, ayrılık kaçınılmaz bir kader mi?
Böyleyse,
annem ve babam neden 50 yıldır ve hala evliler?
Cevabı olmayan sorular mı soruyorum?
Yok yok cevabı var bu soruların,
Lakin hepsi kişisel!…