BOŞANMIŞ BABALAR
Bugün babalar günü, tüm babaların babalar günü kutlu olsun…
Damdan düşenin halini damdan düşen anlar deyip, bu haftaki yazıyı “benim” durumumda olan babalar için kaleme alayım istedim.
Hissiyatımızı biraz olsun ifade edebilmek, maksadım bu.
Konuya girmeden önce benim için bir başka önemli konuyu dile getirmem gerek
***
5 Yaşında bir oğlu olan boşanmış bir babayım ben.
Kişisel noktamı öne sürdüm ki yazımı sadece bir psikologun/terapistin düşünceleri olarak okumayın.
Çok miktarda “öznellik” içerecektir.
Geçenlerde Serhat Yabancı tweeter hesabında “ölene kadar eşe nafaka” hususundaki düşüncelerini dile getirdi.
Karşı çıktığını belirtiyordu ki ben de aynı fikirdeyim.
Kadın erkek eşitliğini savunup ölene kadar nafakayı onaylayan kadın arkadaşları anlasam da anlamak istemiyorum!
Bizim topraklarımızın kültürünün bir uzantısı bu;
hepimiz evrensel/toplumsal/ahlaki değerleri savunuruz,
ancak sıra bunlarla ilgili sorumluluk almaya, bu sorumluluklar için bedel ödemeye geldiğinde
“ama”yla başlayan cümleler kurmaya başlarız.
Siyasi tarihimiz örnekleriyle dolu.
Partilerimiz muhaleftteyken demokrattır, özgürlükçüdür, eşitlikçidir, adaleti savunur
ama iktidara geldiklerinde vaad ettiklerinden çark etmeleri için her zaman bir gerekçeleri/bahaneleri vardır.
Evliliklerimiz de böyledir, başlayışları farklı, ilerleyişleri farklıdır.
Değerlerden ödün vermek vazgeçmek için herkesin kendince “haklı” bir sebebi vardır.
Ben değerler üzerine yaşadığını söyleyip,
sonrasında o değerlerden “esnemek, vazgeçmek, ertelemek” için “ama” başlayan hiçbir cümleyi önemsemiyorum ve dinlemiyorum!
Babaların mağduriyeti görmezden gelinir.
Zannedilir ki bir elimiz yağda bie elimiz baldadır.
Kimimiz evlenir boşandıktan sonra, yeni bir düzen kurar ve mutluluğa yelken açar, kadınsa yalnız, bir başına ve bedbahttır!..
Benim gibi bekar olanlar içinse durum daha da “tatlı”dır.
Istediğin kadınla gez eğlen, çocuğa zaten anne bakıyor, sorumluluk da almıyorsun, ne ala memleket!
Keşke öyle olsa!
Keşke mutlu olsak da hakkımızda geliştirilen bu acımasız yargıların bir karşılığı olsa!
Benim bir oğlum var, evet,
ama ailem yok, oysa annesinin var!
Oğlumla ilgili en basit kararları bile ben alamıyorum, karar verici değilim, annesinin kararlarını onayladığım sürrece birlikte karar alıyoruz,
farklı düşündüğümüzde ise annesinin kararları uygulanıyor ve bunun için benim yapabileceğim hiçbir şey yok boyunumu eğmekten başka.
Oğlumun kararlarında belirleyici değilim,
ama ortaya çıkacak sonuçlardan sorumluyum!
Nasıl mı?
Genelde boşananlar erkek olduğu, kadınların boşanması durumunda da erkeğin onu boşanmaya zorladığı düşünüldüğü için,
“boşanmış ailelerin” çocuklarında meydana gelecek her sorun
anne babanın boşanmış olmasına bağlanır.
Ve bu boşanma kararını veren ya da buna neden olan baba olduğu için, bu olumsuzluktan dolayı baba suçlanır.
“Boşanmış” anne babaların çocuklarının anne babası “bir arada” olan çocuklara göre
ruh sağlığı/zeka/okul başarısı, kişisel ve sosyal gelişimlerinin daha olumsuz olduğuna dair hiçbir somut veri yokken,
bu çocuklarda ortaya çıkacak her olumsuzluk boşanmaya bağlanır ve bunun sorumlusu olarak gözler babaya dikilir!
Çünkü anne boşanmayı istemez, istemişse de zorunda kalmıştır.
Sorun babadadır!
Ayrıca;
Anne boşanmadan babayı sorumlu tutar, suçlar ve “çoğu” anne bunu çocuklarına da yansıtır.
Çocuk,
bir ailesinin olmamasının,
diğer arkadaşları gibi “mutlu” bir yuvada yaşamamasının,
diğer tüm çocukların ve ailelerinin ona anormal/sorunlu gibi bakmasına sebep olan bu durumun yaratıcısının “baba” olduğunu düşünür.
Kaldı ki ne çocuğun ne annesinin ne de çevrenin suçlamasına gerek yok,
babalar çocuklarından ayrı yaşayarak “suçluluk” hissine hapsolurlar.
Boşandıktan sonraki 2 yılımın her günü,
zhinimde 16-17 yaşlarına gelmiş Rüzgar’a neden boşanma kararımı aldığımı açıklamaya çalışarak geçti.
Ne eziyet!
Kimsenin suçlamasına gerek yok, boşanmış babalar çocuklarıyla ilgili her sorunda dönüp kendilerini suçlarlar.
Ve bu, hayatınız boyunca hesaplaşmanız gereken bir yüktür.
Diyeceksiniz ki her baba böyle değil, gününü gün eden, keyfiyle eğlenen bir sürü baba var.
Emin olun öyle değil.
Boşandıktan sonra evlenenlerin de yalnız yaşayanların da hayatı bu hesaplaşmalar bu zorlanmalarla geçer.
Böyle değilmiş gibi görünen her görüntü, sahtedir!
***
Boşanmış anneler rahatmış da babalar mutsuzmuş gibi bir düşüncem yok, bu yazımın böyle anlaşılmasını istemem.
Demem o ki boşanmış annelerin yaşadığı zorluklar ve ödedikleri bedeller var, onlar için hayat zor.
Lakin babalar içinde durum bundan farklı değil,
bilin istedim…
Iyi haftalar…