BİR KADIN EVLİ BİR ERKEKLE İLİŞKİSİNİ NEDEN SÜRDÜRÜR?
Onu ne kadar özlediğini ve sevdiğini, bu ayrılığın ne denli canını yaktığını anlattıktan sonra,
gözlerime baktı ve dedi ki
“Sizce ben bir ailenin önünde engel miyim? Ben olmasam bu aile sürecek, ama benim varlığım bu evliliğin bitmesine mi neden olacak? Benim yüzümden mi boşanacak eşinden?”
Evli biriyle bir ilişki yaşayıp, bundan huzursuz olmayan hiçkimseye rastlamadım.
Erkeklerde yok denecek kadar az olsa da kadınlar suçluluk ve endişe hissini derinden yaşar.
Erkeklerin evli kadınla ilişki yaşama sıklığının kadınlara nispeten çok az olduğunu da ekleyerek bu gözlemi bitireyim.
“Evli biri seçimi neden erkeklerde azdırda kadınlar daha sık” sorusunu başka bir yazıya bırakalım.
Bahsi Serhat (Yabancı) açtı..
Dedi ki
“Onca kaygıya, suçluluğa, başka biriyle paylaşmanın acısına, kıskançlığına, kıyaslamaya ve en kötüsü de yarının belirsizliğine ragmen,
bir kadın evli bir erkekle neden ilişkisini sürdürür?”
Serhat bu konuya bir sonraki kitabında geniş bir yer ayıracak, konuya ilgi duyanların bilgisine…
“Sorumluluktan kaçınan” kadınların ilişki yaşama biçimi olduğunu belirttikten sonra şu sorularla konuya yaklaşıyor Serhat;
Gerçekten evliler mi bizim karşımıza çıkıyor?
Evli biriyle olmak, hangi dinamiğimizle uyuşuyor?
Evli sevgili özgür ilişki mi?
Evlenmekten korkanların tercihi midir evli biriyle ilişki?
Serhat şema terapist, bense analistim.
Konuya bakışımı açayım:
Davranışların nedenini “bilinç düzeyinde olanlar” ve “bilinçaltında olanlar” diye ikiye ayırırım.
Yani kişinin söz konusu davranışın nedeni olarak farkında olduğu duygular ve farkında olmadığı duygular olarak ikiye ayırırım.
Bu ayrımda şu soru önümüze gelir;
Davranışı “asıl” etkileyen/belirleyen bunlardan hangisidir;
bilinç düzeyinde olan (farkında olduğumuz) duygular mı yoksa bilinçlatında olan (farkında olmadığımız) duygular mı?
Kişiselleştirerek devam edeyim…
Malum 4 evlilikten sonra, yalnız yaşıyorum.
Annem ve babam benim için kaygılı (serhat daJ).
Annem kabullenmiş görünse de babam yalnız olmama bi hayli içerliyor.
Evlenmemi dile doladığındaysa benden bir sürü cevap geliyor.
Özgürlüğüm.. biriyle ilgili sorumluluk istememem.. evimi, hayatımı kimseyle paylaşmak istememem.. biri için davranışlarımı kısıtlamaktan duyduğum rahatsızlık.. birinin varlığının alacağım kararları etkilemesi…
Evlilik deyince zihnimden bunlar geçiyor metaforik bir karın ağrısıyla!
Peki,
bunlar mı “gerçekten” sebep?
Bir kaç hafta önce kızkardeşim kedisini bıraktı bana.
Bakabilir miyim diye denemek istedim.
10 gün kaldı.
Hayatım altüst oldu!
Karakız çok uysal, sıkıntısız bir kedi.
Lakin evde birinin varlığı beni huzursuz ediyor, bir kez daha deneyimledim.
Kedi bile olsa “biriyle birlikte yaşadığımda, onun ne hissettiğinden alamıyorum kendimi.”
Örneğin,
ben eve geldiğimde gün boyu evde yatıyor olduğu için dışarı çıkmak istiyor,
onu bundan mahrum edemiyorum.
Saat kaç olursa olsun, ne kadar yorgun olursam olayım, çıkarıyorum.
Evden her çıktığında ise geri dönmemesiyle ilgili “endişe” yaşıyorum.
Çıkarmazsam miyavlıyor, üzüldüğünü düşünüp yine strese giriyorum.
Çift kişilik yatağımda sereserpe yatan ben, o yanıma gelip yattığında kontrollü/dikkatli yatmak zorunda kalıyorum, geriliyorum.
Televizyon izlerken bacaklarımın arasına yatıyor, ben istediğim gibi uzanamıyorum onun keyfini bozmamak için, bu bile beni huzursuz ediyor!
Eve geç geldiğim bir gece çıkardım, 3 saat gelmedi, öldüm öldüm dirildim, yaşadığım stresten bıktım, kardeşime “ben buna bakamayacağım” deyip, geri götürdüm!…
O gittikten sonra farkettim ki alışmışım ve ona ona alışmaktan hep endişe etmişim…
Bağ kurduğum insanların duygularına kayıtsız kalamıyorum ben ve bu beni huzursuz ediyor.
Kendimle bir kaşkasının duygusu arasında sıkışıp, kendi davranışlarımı engellemek, sınırlamak ya da ertelemek “geriyor” beni.
Ona alıştıkça sorun daha da derinleşiyor içimde.
Bu çatışma yüzünden “karakız”a alışmak istemedim.
Sevmek istemedim.
Geri verdim.
Şimdi, önümdeki soru şu:
Benim “asıl” sorunum hangisi?
Neden istemedim karakızı?
Özgürlüğüm müydü sorun,
yoksa bağlanmaktan korkmam mı?
Yoksa çatışmadan kaçınmam mı?
Şimdi başa dönelim.
Bir kadın evli bir adamla ilişkisini neden sürdürür?
Bilinçte olan
Umuttur,
Beklentidir.
Kadının adamın evliliğinin biteceğine olan umudu, inancı, beklentisidir, devam ettirmesine neden olan.
Ya bilincin altında yatan?
Orada bir şey var mıdır?
Hep dediğim gibi,
müzik değişirse dans da değişir.
Ilişkinin zemini değiştiğinde, ilişki de değişir.
Adam karısından boşanır, sevgilisiyle evlenir…
Sonrası mı?
Hiç düşünüldüğü, umut edildiği gibi olmaz.
Çok gördüm, ordan biliyorum!…
Bilinçaltında başka bir neden var mıdır?
Evet, vardır.