AYRILIKTA YAS NE ZAMAN BAŞLAR?
Bu önemli bir tartışma.
Çünkü kişilerin boşanma sürecini ve sonrasını nasıl sürdürecekleri hususunda önemli bir veri oluşturuyor.
Çünkü, henüz boşanma gerçekleşmeden başka bir ilişkiye başlayabilmeyi bu düşünce mümkün kılıyor.
“Ben evliliğimde çok sıkıntı çektim, çok acı yaşadım, bütün umutlarımı tükettim, beklntilerimi bitirdim. Boşanma sonrasına kalacak bir acım, pişmanlığım, öfkem, beklentim, umudum kalmadı” savunusu sıklıkla kullanılır.
Eşle uzun süre cinsellik yaşamamak,
ayrı odalarda yatmak,
duygusal bir paylaşımda bulunmamak bu düşünce için “delil” gösterilir.
Kişinin ve çevresinin bu düşüncesi,
kişinin bir sonraki ilişkisinin yas tutulmadan başlamasına,
tutulması gereken yasın ötelenmesine neden olur.
Bu düşünce gerçek bir temele dayanmadığı için,
kişinin sonraki ilişkisini/ilişkilerini bloke eden bir olumsuzluk ortaya çıkartır.
Yas yaşanmamışsa bir sonraki ilişkiye dair
Genelde 2 farklı tutum ortaya çıkar:
Bir sonraki ilişki
ya olağan akışından “hızlı” ilerler
ya da olağan akışından “yavaş” ilerler.
Kişi, gerçekte sonraki ilişkiye o kadar yakın hissetmediği halde ilişkiyi “hızlandırıp” yakınlaştığında, yabancılık hissi, pişmanlık ortaya çıkar.
Karşı taraf bu hız karşısında kaygı duyup ilişkiyi ağırlaştırır… bu davranış, hızlanmaya ihtiyaç duyan tarafa yeterince sevilmediğini hissettirir, kendini değersiz yetersiz hissetmesine neden olur.
Genelde bu esnada yaşanan,
Kişinin her zorlanmada eski ilişkiye zihinsel ya da eylemsel geri dönüşüdür.
İlişki yavaş akan versiyonunda;
ilişkinin her bağ oluşturan adımı bir önceki ilişkisinden ayrılmaya çalışan ve yeni ilişkiye başlayan tarafta dirençle karşılanır.
Duyguları paylaşmak,
birlikte geçen zamanın artması,
ele ele tutuşmak,
öpüşmek, yakınlaşmak,
çevreye ilişkinin yayılması…
yani ilişkinin ilerlediği anlamına gelen her adım kaygıyla karşılanır ve bunlara direnç gösterilir.
Bu davranışlar diğer tarafa kendini değersiz, yeterince sevilmiyormuş hissettirir, Bu hisler yetersizlik, eksiklik hisleri ortaya çıkartır, bunlar da öfke yaratır, ilişki ya çatışmayla ya da sessizlikle zehirlenir.
Bütün bu karmaşaya sebep olan,
yas sürecinin tamamlanmamasıdır.
Kişi,
ayrı yaşamaya başlasa da başlamasa da boşanma gerçekleşmeden yas başlamaz.
Boşanma gerçekleşmiş olsa ancak “birlikte yaşam” devam ediyorsa yas yine yaşanmaz.
Yas’ın yaşanmasına engel olan, her iki durumda da “yoksunluğun” yaşanmamış olmasdıır
Yoksunluğun ne olduğunu anlamadan yas hakkında hükümde bulunulamaz, Dolayısıyla kişinin sonraki ilişkiye hazır olup olmadığı hakkında yorumda bulunulamaz, bu yorumlar gerçekçi bir temele oturmaz.
Yas “yoksunlukla” başlar.