Annem ve Kadınlarım
ANNEM VE KADINLARIM
Dün gece ağladım…
Sessizce.
Kimse görmedi ağladığımı.
İçim acımadan, canım yanmadan, ağladım.
Kendime değil, kendim için ağladım.
Annemi andım, ağladım.
42 yaşındayım…
Dört evlilik, uzun/kısa ilişkilerim oldu…
Kadınlar hayatımın hep odak noktasıydı.
İstedim ki beni sevsinler.
Çok sevsinler.
O kadar çok sevsinler ki,
En sevdikleri, vazgeçemedikleri ben olayım.
Bir saplantı gibi vazgeçemediğim bu duygu,
onlara bağlandığımı farketmemi/kabullenmemi engelledi.
Kabullenmediğim her bağım, özgürlük için kanat çırptığımda, ayrılık acısı olarak geri döndü.
Bağlandığımı kabullenemedim:
Çünkü benim için bağlanmak, diğerine kaybetmek demekti.
Çünkü benim için bağlanmak, annemin yüreğinde saklı, çocukluğumdan hatıra, hatırlamadığım bir acıyı yeniden yaşamak demekti.
Kadınlarımda annemi aradım.
Kardeşlerimi kıskandım.
Annemin, hep beni, en çok beni sevmesini istedim.
Bunu ona diyemedim:
“En çok beni sev, benden vazgeçme”, diyemedim.
Ona deyip ondan alamadığımı, başkalarında aradım.
Sözlerimle değil, davranışlarımla söyledim, demek istediklerimi.
Anlamadılar.
Ne annem anladı, ne de kadınlarım.
Çok sevdiklerinde de bunaldım, tıkandım, özgür hissetmedim kendimi, kaçtım onlardan, sevgilerinden.
Beni sevmelerinden, bağlanmalarından korktum.
“Seven beklenti içine girer, beklenti beni rahatsız eder”, diye düşündüm.
Çünkü;
Bana dair her beklenti, karşılanmadığında eleştiri, suçlama, yargılama olarak geri döndü.
Değersiz hissettirdi, mutsuz etti.
Dün gece anladım ki;
Sevmelerinden korkum, sadece beklentilerinden korkmam değil;
Onlara “hayır” demekten de korkuyorum.
Bağlandığımı inkar etsem de dilimde, zihnimde, bağlanıyorum.
Bu yüzden onları kırmaktan, kırıldıklarından benden vazgeçmelerinden, korkuyorum.
Bu yüzden onları reddetmekten, onlara hayır demekten korkuyorum.
Bu yüzden ne kadar çok istesem de sevmelerini, korkuyorum bana bağlanmalarından.
İnsan bir kez korkmaya görsün…
Korku bir kez kalbe ateş gibi düşmeye görsün…
Bir çocuk annesinin kendisinden vazgeçeceği korkusunu bir kez yaşamasın!..
Bu korkunun acısını bir kez yaşamış olmasın!..
Bu yüzden;
4 yaşında ne yapmışsam, yıllarca aynı şeyi yaptım:
En sevilen olmak istedim.
Vazgeçileceğim korkusu, ancak çok sevildiğimi hissettiğimde dindi.
Canımdan can söken o salı gecesi, sancım ayrılık acısı değil, vazgeçildiğimi düşünmemdi.
“Benden nasıl vazgeçersin” sitemim, bu yüzdendi.
Bu yüzden evlendiğini öğrendiğimde, ilk aklıma gelen “kiminle?” sorusu oldu.
Evlendiği kişi benden eksik, yetersiz, başarısızsa, sorun yoktu.
Böyleyse, benden vazgeçmemiş demekti.
Ayrılsam da kadınlarımdan, istedim ki benden hiç vazgeçmesinler.
Bu yüzden ayrılık acısı;
özlemle, üzüntüyle değil, endişe, korku, rekabet, öfkeyle yaşandı yüreğimde…
Bu yüzden her ayrılık, sancılı bir bekleyişti.
Bu yüzden her ayrılık, yıkcıydı.
Annem için rakibim kardeşlerim, kadınlar için hemcinslerimdi.
Sıradan/herhangi biri/kardeşlerimden biri olarak görülmek istemedim hiç.
Vazgeçilmez olmak istemem, bundan korkum, bu yüzünden;
Sıradan biri olmanın kendimi yetersiz hissettirmesi, bu yüzden.
Başka birinin, özellikle erkeklerin başarılarının kendimi yetersiz hissettirmesi, bu yüzden.
Sıradan biri olduğumda sevilmeyeceğimi, istenmeyeceğimi düşünmem, bu yüzünden.
Başarıya bağımlılığım, başarısızlık korkum, bu yüzden.
Zayıflıklarımdan bahsetmekten kaçınmam, bu yüzden.
Duygularımdan bahsederken, boynumun sol yanında hissettiğim kasılma, bu yüzden.
Annem nasıl olduğumu sorduğunda, yolunda olmasa da herşeyin iyi olduğunu söylemem, bu yüzden.
Vazgeçilmez olduğumu görmek / Sevilme arzumu tatmin etmek için harcadığım çaba ve bana bağlanıldığını hissettiğimde yaşadığım benliğimi kaybetme korkusu yüzünden ayrılmak için verdiğim mücadele:
Kadınlarla ilişkilerimin özeti…
Vazgeçilme korkum, vazgeçilmez olma ihtiyacım;
Annemden miras.
42 yıl, annemin benden vazgeçmesi endişesiyle yaşadım.
42 yıl, annemin benden vazgeçmemesi için çabaladım:
Farkında olmadan…
Dün gece ağladım…
Sessizce.
Kimse görmedi ağladığımı.
İçim acımadan, canım yanmadan, ağladım.
Kendime değil, kendim için ağladım.
Annemi andım, ağladım.
İçimden “Yoruldum anne!” dedim.
Yine, sadece ben duydum…