BOŞANMAYA KİM KARAR VERMELİ?
Hazırlanan Yeni Anayasa taslağında
“taraflardan birinin isteği üzerine boşanmaya karar verilmesi süresi 3 yıldan 1 yıla” indiriliyor.
Bilindiği gibi boşanma talep eden taraf “boşanmayı gerektirecek bir kusur” öne süremezse ve diğer taraf boşanmayı “reddederse” çift boşanamıyordu.
Mahkeme boşanma talebini reddediyordu ve boşanmayı talep eden taraf ancak 3 yıl sonra yeniden dava açabiliyor, bu süreyi ayrı geçirmişlerse de mahkeme ayrı yaşama nedeniyle boşanma talebini karşılıyordu.
Kişileri “evli kalmaya zorlayan”, ayrılık sonrası hayatlarını/ilişkilerini travmatize eden bir durum yaratıyordu bu kanun.
Şimdi bu süre 1 yıla indiriliyor;
Yani boşanmak isteyen taraf, bir kusur öne “süremese” ve karşı taraf “reddetse” de 1 yıl sonra boşanabilecek.
Bir gelişme sayılabilir “kişisel hayatlarımız” açısından.
Ancak, sorun tam anlamıyla çözülebilmiş değil.
***
Mahkemelerin kimin evliliğinin devam edeceği kimin etmeyeceği hususunda “karar verici” merci olmaktan çıkması gerekir.
Mahkemelerin bakacağı konular;
“çocukların velayeti”, “nafaka tespiti”, “tazminat” ve “mal paylaşımı” olması gerekir.
Aileyi koruma düşüncesiyle yapılan bu zorlama;
insanları hem evlilikten soğutuyor hem de insanların ayrılık sonrası hayatlarını zorlaştırıyor.
İlişkileri karmaşık hale getiriyor.
***
Peki ne olması gerek?
Batı dünyası buna “daha gerçekçi” bir çözüm bulmuş:
Kişiler ayrılmaya karar verdiklerinde nüfus müdürlüğüne ayrılmayı istediklerine dair bir beyanda bulunuyorlar ve ikametgahlarını ayırıyorlar.
Başvuruda bulunduktan 1 yıl sonra kişiler boşanmış kabul ediliyor ve birbirlerinin nüfusundan düşüyorlar.
Yani kişiler nüfus müdürlüğüyle evleniyor ve yine aynı kurumun işlerliğiyle boşanıyorlar.
1 yıl ayrı yaşama gerekçesi, kişilerin ayrılık kararlarının netliğini görmek için konulmuş bir süre.. böylece kişilerin öfkeyle, korkuyla, baskıyla aldıkları kararların sonuçlarının önüne geçilmesi amaçlanıyor.
Mahkemelerse evlilikle meydana gelen diğer sorunları çözmek için bir merci olarak var;
yukarıda belirttiğim gibi “çocukların velayeti”, “nafaka tespiti”, “tazminat” ve “mal paylaşımı”…
***
Boşanma süreçlerinin bu şekilde işletilmesi evliliklere gelişen ön yargıyı ortadan kaldırır ve ayrılık sonrası hayatlarımızı kolaylaştırır.
Yeni yasa değişikliği gündemdeyken bunun “düşünülmemiş” olması imkansız.
Ancak,
aileyi korumaya çalışırken sergilenen rasyonel olmayan mahkemeyle boşanmayı zorlaştırma tutumu devam edecek gibi görünüyor.
Çünkü,
mahkemeleri devre dışı bırakacak bir kanun teklifine muhafazakar dünyadan ciddi bir tepkinin gelmesinden endişe ediliyor.
Ancak,
bu gereksiz bir endişe.. doğru şekilde anlatıldığında bunun ne kadar gerçekçi bir çözüm olduğu anlaşılacaktır.